Soru:
Zeynep Hanım, kimsenin görmediği, izole bir ortamda, çok sevdiği bir vazoyu kırar. Bu durumda, güçlü bir ahiret inancı, onun hemen sonraki davranışlarını nasıl şekillendirir? Aşağıdaki seçeneklerden doğru olanı işaretleyiniz ve nedenini açıklayınız.
- A) Hiçbir şey olmamış gibi davranır, çünkü kimse görmemiştir.
- B) Durumu saklar ve unutmaya çalışır.
- C) Hemen vazonun sahibine giderek durumu itiraf eder ve özür diler, tazmin etmeyi teklif eder.
Çözüm:
💡 Doğru cevap C seçeneğidir. Ahiret inancı, insanı sadece toplum içinde değil, yalnızken de iyi ve doğru olmaya yönlendirir. Çözümü adım adım açıklayalım:
- ➡️ 1. Adım: İnanç Temeli: Ahiret inancı, Allah'ın (c.c.) her an her yerde olduğunu ve her şeyi gördüğünü (gizli-açık) kabul etmeyi gerektirir. Bu, ihsan derecesinde bir bilinçtir: "Allah'a, O'nu görüyormuşsun gibi ibadet etmendir."
- ➡️ 2. Adım: Davranışa Yansıması: Zeynep Hanım, kimse görmese bile Allah'ın (c.c.) bu kazayı ve niyetini bildiğini düşünür. Bu düşünce, hatasını gizleme eğilimini yenmesine yardımcı olur.
- ➡️ 3. Adım: Telafi Mekanizması: Ahirette bu kusurunun hesabını vermektense, dünyada telafi etmenin ve af dilemenin daha hafif ve doğru olduğuna inanır. Bu, onu sorumluluk almaya ve dürüstçe itiraf etmeye sevk eder.
✅ Sonuç olarak, ahiret inancı, Zeynep Hanım'ı erdemli bir davranışa (dürüstlük ve sorumluluk) yönlendirir ve toplumsal güveni pekiştirir.
