Soru:
"Yaşlı adam, kapının eşiğinde, hafif öne eğilmiş vaziyette duruyordu. Yılların yükünü taşıyan sırtı artık iyice kamburlaşmıştı. Elleri, uzun ve meşakkatli bir ömrün tüm izlerini taşıyan derin çizgilerle doluydu. Ancak, yorgun bedenine rağmen gözlerinde hâlâ kaybolmamış bir ışık, hayata dair sönmeyen bir merak parlıyordu."
Bu parçada fiziki ve ruhi portre hangi cümlelerde/ifadelerde öne çıkmaktadır? İki ayrı başlık altında listeleyiniz.
Çözüm:
📖 Bu parça, iki portre türünün birbiriyle nasıl iç içe geçebileceğinin güzel bir örneğidir. İfadeleri ayıralım.
- ➡️ 1. Adım: Fiziki Portreyi Belirle - Fiziki portre, kişinin dışarıdan gözlemlenebilen, somut özellikleridir.
- "Hafif öne eğilmiş vaziyette duruyordu." (Duruş)
- "Sırtı artık iyice kamburlaşmıştı." (Fiziksel görünüm)
- "Elleri... derin çizgilerle doluydu." (Fiziksel ayrıntı)
- ➡️ 2. Adım: Ruhi Portreyi Belirle - Ruhi portre, kişinin iç dünyasına, karakterine ve ruh haline dair çıkarımlardır.
- "Yılların yükünü taşıyan..." (Geçmişin getirdiği ruh hali)
- "Yorgun bedenine rağmen..." (Fiziksel duruma rağmen gösterilen ruhsal direnç)
- "Gözlerinde hâlâ kaybolmamış bir ışık... hayata dair sönmeyen bir merak parlıyordu." (İyimserlik, yaşama sevinci, merak gibi içsel özellikler)
- ➡️ 3. Adım: İlişkiyi Gör - Yazar, fiziksel çöküşün (kambur, çizgiler) ardındaki ruhsal gücü (ışık, merak) vurgulayarak karakteri daha derinlemesine resmetmiştir.
✅ Sonuç:
Fiziki Portre: "Hafif öne eğilmiş vaziyette", "kamburlaşmış sırt", "derin çizgilerle dolu eller"
Ruhi Portre: "Yılların yükünü taşıyan", "yorgun bedene rağmen", "gözlerindeki ışık ve sönmeyen merak"