Cahit Sıtkı Tarancı hayatı ve eserleri (Otuz Beş Yaş, Ölüm şairi)

Örnek 04 / 12
Soru:

"Otuz Beş Yaş" şiirinin son kıtası şu şekildedir:

"Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç fark ettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu
İnsan bu yaşa gelince anlarmış."

Bu dizelerde şair, hangi edebi sanatları (söz sanatlarını) kullanarak ana fikrini güçlendirmiştir? En az iki tanesini açıklayınız.

Çözüm:

💡 Bu dizeler, şairin hayata dair geç edindiği tecrübeleri ve yaşadığı hayal kırıklığını anlatır. Kullanılan sanatları adım adım belirleyelim:

  • ➡️ Sanat 1 - Teşhis (Kişileştirme): Şair, "Her doğan günün bir dert olduğunu" derken, "gün"e insani bir özellik (dertli olma) yüklemiştir. Gün, aktif olarak "dert olan" bir varlık haline getirilmiştir. Bu, teşhis sanatıdır ve yaşanılan acıyı her yeni günle birlikte sürekli ve kişiselleşmiş bir hale getirir.
  • ➡️ Sanat 2 - Tekrir (Yineleme) ve İroni: Her dizenin sonunda yer alan "-mış" eki, bir tekrir oluşturarak şairin bu acı gerçekleri başkalarından duyduğunu veya sonradan fark ettiğini vurgular. Bu kullanım aynı zamanda ironik bir anlam taşır. Çünkü şair, herkesçe bilinen bu basit gerçekleri ("ateşin yaktığı", "suyun boğduğu") otuz beş yaşına gelince anlamıştır. Bu, onun hayata dair saflığını, geç kalmışlığını ve pişmanlığını dramatik bir şekilde ifade eder.

✅ Sonuç: Cahit Sıtkı Tarancı, bu dizelerde özellikle teşhis (kişileştirme) ve tekrir (yineleme) sanatlarını etkili bir şekilde kullanarak, yaşamanın getirdiği acı tecrübeleri ve geç öğrenmenin verdiği burukluğu okuyucuya hissettirmiştir.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12