Soru:
Gençlik döneminde de bu birliğe katılan Hz. Muhammed (s.a.v.), peygamberlik döneminde onun hakkında "Abdullah bin Cud'an'ın evinde yapılan bir antlaşmaya katılmıştım. Öyle bir antlaşma ki, onun karşılığında kızıl develer bile verilse, yine de o antlaşmayı değiştirmem. İslam'da da öyle bir antlaşmaya çağrılsam hemen kabul ederim." şeklinde bir açıklama yapmıştır. Bu hadisten yola çıkarak Hilfü'l-Fudûl'un İslam ahlakı ile olan uyumunu yorumlayınız.
Çözüm:
🤔 Bu soru, İslam öncesi bir erdem örneğinin, İslami değerlerle nasıl örtüştüğünü anlamamızı istiyor. Hadisi adım adım analiz edelim.
- ➡️ Birinci Adım - Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Onayı: Peygamberimizin, İslam'dan sonra bile bu antlaşmayı övmesi ve onaylaması, antlaşmanın temelindeki ilkelerin İslam ahlakına aykırı olmadığını, tam tersine uyumlu olduğunu gösterir.
- ➡️ İkinci Adım - Evrensel Erdemler: Hilfü'l-Fudûl'un dayandığı adalet, yardımlaşma, mazluma destek olma, haksızlığa karşı durma gibi ilkeler, İslam'ın da temel emirlerindendir. Örneğin, Kur'an-ı Kerim'de "Şüphesiz Allah, adaleti, ihsanı... emreder." (Nahl Suresi, 90. ayet) buyrulur.
- ➡️ Üçüncü Adım - İslam'ın Tasdiki: Peygamberimizin "İslam'da da öyle bir antlaşmaya çağrılsam hemen kabul ederim" sözü, İslam dininin, cahiliye dönemindeki tüm olumsuzlukları reddederken, "erdem" ve "iyilik" adına yapılmış olan her şeyi onayladığını ve sahiplendiğini gösteren çok güçlü bir delildir.
✅ Sonuç olarak, Hilfü'l-Fudûl, İslam'ın gelişiyle tam anlamıyla kemale erecek olan evrensel ahlaki değerlerin, cahiliye toplumundaki bir yansımasıdır ve İslam ahlakı ile tam bir uyum içindedir.
