Dünya haritasına baktığımızda, okyanusları ve denizleri birbirine bağlayan, ticaret ve jeopolitik için hayati öneme sahip birkaç dar su yolu görürüz. İşte Babülmendep Boğazı da bu stratejik noktalardan biri, hatta belki de en az bilinenlerinden. Peki, bu gizemli boğaz tam olarak nerede ve neden bu kadar önemli? Gelin, Kızıldeniz'in bu güney kapısını birlikte keşfedelim.
Babülmendep Boğazı (Arapça'da "Hüzün Kapısı" anlamına gelir), Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne ve dolayısıyla Hint Okyanusu'na bağlayan doğal bir geçittir. Coğrafi olarak:
Boğaz, Süveyş Kanalı'ndan gelen gemilerin Hint Okyanusu'na açılmak için geçmek zorunda olduğu tek yoldur. Bu da onu, dünya deniz ticaretinin yaklaşık %10'unun geçtiği, son derece kritik bir arter haline getirir.
Babülmendep, ismini boşuna "Hüzün Kapısı" koymamış. Tarih boyunca ticaret yollarını kontrol etmek isteyen güçlerin ilgi odağı olmuştur.
Boğaz, sadece siyasi ve ekonomik değil, aynı zamanda ekolojik bir köprüdür. Kızıldeniz'in yüksek tuz oranlı ve mineral zengini suları ile Hint Okyanusu'nun suları burada karışır. Bu benzersiz ortam:
Günümüzde Babülmendep Boğazı, bölgedeki istikrarsızlıklar (özellikle Yemen'deki durum) nedeniyle sık sık gündeme gelmektedir. Deniz haydutluğu ve olası bir çatışma durumunda boğazın kapanma ihtimali, küresel tedarik zincirleri ve enerji fiyatları üzerinde anlık şok etkileri yaratabilir. Bu nedenle, başta ABD, Çin ve Fransa olmak üzere birçok ülke, boğazın yakınında (Cibuti'de) askeri üsler bulundurmaktadır.
Babülmendep Boğazı, coğrafyanın kader yarattığı yerlerin en çarpıcı örneklerinden biridir. Sessiz sularının altında, binlerce yıllık ticaret tarihi, eşsiz bir ekosistem ve modern dünyanın enerji güvenliğine dair tüm gerilimler yatmaktadır. Dünya haritasındaki bu küçük nokta, küresel ekonominin nabzının nasıl attığını anlamak isteyen herkes için canlı bir ders niteliğindedir.