Bağışıklık sistemi, vücudumuzu hastalıklara karşı koruyan karmaşık ve etkili bir savunma mekanizmasıdır. Temel olarak iki ana başlıkta incelenir: Doğal Bağışıklık ve Kazanılmış Bağışıklık.
Bu bağışıklık türü, biz doğduğumuz anda sahip olduğumuz ve tüm patojenlere (mikroplara) karşı genel bir savunma sağlayan sistemdir. Belirli bir mikrop için özelleşmemiştir.
Bu bağışıklık türü, yaşamımız boyunca belirli bir patojenle karşılaştığımızda gelişir. Çok daha güçlü ve hedefe yöneliktir. En önemli özelliği hafıza oluşturmasıdır; aynı mikrop tekrar vücuda girdiğinde çok daha hızlı ve etkili bir şekilde savaşır.
Bu iki sistem birbirinden bağımsız değildir; tam bir takım olarak çalışırlar. Doğal bağışıklık, hızlı ama genel bir saldırı başlatarak kazanılmış bağışıklık sistemini "uyarır" ve harekete geçmesi için zaman kazandırır. Kazanılmış bağışıklık ise daha sonra devreye girerek hedefe yönelik, öldürücü ve kalıcı bir darbe indirir.
💉 Örnek: Grip Virüsü ile Savaş
1. Doğal Bağışıklık Devrede: Virüs solunum yollarınıza girer. Mukus ve siller (küçük tüycükler) onu tutmaya çalışır. Eğer geçerse, makrofajlar gibi hücreler hemen virüsü yutmaya (fagosite etmeye) başlar ve yangı tepkisi başlatır.
2. Kazanılmış Bağışıklık Devreye Girer: Makrofajlar, virüsün antijenlerini "sunar". Bu, T ve B lenfositlerini harekete geçirir. T hücreleri, virüs bulaşmış hücreleri öldürürken, B hücreleri gribe özgü antikorlar üretir. Bu antikorlar virüsü etkisiz hale getirir.
3. Hafıza Oluşur: İyileştikten sonra, hafıza B ve T hücreleri vücudunuzda kalır. Aynı grip virüsü tekrar gelirse, bu hafıza hücreleri hemen devreye girerek sizi hasta olmaktan korur veya hastalığı çok hafif atlatmanızı sağlar. Aşılar da bu hafıza mekanizmasını, hastalığa yakalanmadan taklit ederek çalışır. ✅