Cengiz Aytmatov'un 1970 yılında kaleme aldığı Beyaz Gemi, Kırgızistan'ın Issık Gölü kıyısındaki bir korucu yerleşiminde geçen, masalsı gerçekçilikle örülü bir başyapıttır. Roman, insan-doğa ilişkisi, masumiyetin yitirilişi, gelenek ve modernite çatışması gibi temaları, unutulmaz karakterler üzerinden işler. İşte bu derin ve hüzünlü dünyanın sakinleri:
Romanın merkezinde, adı hiç verilmeyen yedi-sekiz yaşlarında saf ve hayalperest bir çocuk vardır. Annesi ve babası tarafından terk edilmiş, dedesi Mümin'in yanında yaşamaktadır. Tek arkadaşı, dürbünüyle izlediği Issık Gölü'nün mavi sularında hayal ettiği, ona kavuşmayı umduğu Beyaz Gipedir. Masallara, efsanelere sığınır ve doğayla iç içe yaşar. Onun saflığı ve hayal dünyası, romandaki katı gerçekliğe karşı en güçlü direniştir.
Çocuğun dedesi, romandaki iyilik, bilgelik ve geleneksel değerlerin temsilcisidir. İhtiyar bir orman korucusudur. Doğaya saygılı, sakin, alçakgönüllü ve sevgi dolu bir karakterdir. Torununa "Boynuzlu Maral Ana" efsanesini anlatarak onun hayal dünyasını besler. Ancak damadı Orozkul karşısında güçsüz ve çaresizdir, onun zulmüne boyun eğmek zorunda kalır. Mümin, geleneğin iyi yanını temsil ederken aynı zamanda pasifliğin ve boyun eğmişliğin de sembolüdür.
Dede Mümin'in damadı, korucu istasyonunun amiri ve romanın baş antagonistidir. Zalim, bencil, kaba ve doğaya saygısız bir karakterdir. Çocuksuz olmasının verdiği ezikliği ve öfkeyi, etrafındakilere (özellikle karısı Bekey ve kayınpederi Mümin'e) zulmederek çıkarmaya çalışır. Modern dünyanın yozlaşmış, doğayı sömüren, geleneksel değerleri hiçe sayan yüzünü temsil eder. Onun iktidar hırsı ve acımasızlığı, hikayedeki trajedinin ana nedenidir.
Dede Mümin'in kızı, Orozkul'un karısı ve çocuğun teyzesidir. Çocuksuz olmanın verdiği ıstırap ve kocasının sürekli baskısı altında ezilen, çaresiz bir kadın portresi çizer. Babası Mümin'e sevgi ve saygı duysa da, kocasının otoritesi karşısında sesini çıkaramaz. Roman boyunca içine kapanık ve mutsuz bir ruh hali içindedir.
Dede Mümin'in çocuğa anlattığı Kırgız efsanesinin kahramanıdır. Bir zamanlar soyu tükenmekte olan Kırgız halkını kurtaran, onlara yeni bir yuva ve soy veren kutsal bir varlıktır. Bu efsane, romanın temel sembollerinden biridir ve doğaya saygı, köklerle bağ, umut ve kurtuluş fikrini taşır. Çocuğun hayal dünyasında merkezi bir yer tutar.
Orozkul'un yardımcısı ve dalkavuğudur. Orozkul'un yanlışlarını görse de, işini kaybetmemek için ona her konuda evet diyen bir karakterdir. Zayıf iradeli ve fırsatçı kişiliğiyle, Orozkul'un zulmünü dolaylı olarak destekler.
Seydahmet'in genç ve cana yakın karısıdır. Çocuğa sevgiyle yaklaşan, ona şefkat gösteren nadir karakterlerdendir. Romanın kasvetli havasına küçük bir neşe ve insanlık katkısı sunar.
Beyaz Gemi'deki karakterler sadece bireyler değil, aynı zamanda birer temsilcidir:
Cengiz Aytmatov, bu karakterler aracılığıyla, insan ruhunun inceliği ile hayatın sert gerçekleri arasındaki trajik çatışmayı ölümsüzleştirir. Beyaz Gemi, her biri derin psikolojik ve sembolik katmanlara sahip bu karakterler sayesinde, okuyucunun zihninde ve kalbinde uzun süre yer eden bir esere dönüşmüştür.