Oğuz Atay'ın kaleme aldığı "Bir Bilim Adamının Romanı", edebiyatımızın en özgün biyografik eserlerinden biridir. Roman, Cumhuriyet dönemi Türkiye'sinin önemli bilim insanlarından Prof. Dr. Mustafa İnan'ın hayatını, mücadelesini ve bilim aşkını anlatır. Ancak bu, geleneksel bir biyografi değil; Atay'ın ustalıklı kalemiyle harmanlanmış, edebi bir şaheserdir.
Kitap, Mustafa İnan'ın çocukluğundan vefatına kadar uzanan yaşam öyküsünü kronolojik bir düzende ele alır. Ancak Oğuz Atay, bu hikayeyi kuru bir anlatımdan kurtarır ve onu adeta bir roman kurgusu içinde sunar. İşte eserin biyografik temelini oluşturan unsurlar:
Oğuz Atay, bu eserde geleneksel biyografi kalıplarını yıkar. Mustafa İnan'ın iç dünyasını, kuşkularını, heyecanlarını ve hüzünlerini de okuyucuya aktarır. Bu yönüyle eser, sadece bir "hayat hikayesi" değil, aynı zamanda bir "insan manzarası"dır.
Atay, gerçek olaylar ve kişilerle kurmaca unsurları bir arada kullanır. Mustafa İnan'ın mektuplarından, anılarından ve tanıklıklardan yola çıkar, ancak bunları edebi bir dille işler. Bu yaklaşım, okuyucunun sadece bir bilim adamını değil, aynı zamanda bir dönemi ve Türkiye'nin modernleşme serüvenini de anlamasını sağlar.
"Bir Bilim Adamının Romanı", sıra dışı bir biyografik deneme ve edebi bir başyapıttır. Oğuz Atay, bu kitapta sadece Mustafa İnan'ı anlatmakla kalmaz, aynı zamanda Cumhuriyet aydınının portresini çizer, bilim ve idealizm üzerine düşündürür. Eser, hem bir dönemin tarihine ışık tutması hem de edebi değeri açısından Türk Edebiyatı'nın vazgeçilmez klasiklerinden biridir.