Yevgeni Zamyatin'in 1921'de kaleme aldığı "Biz", distopik edebiyat türünün öncü ve zamanının çok ötesinde bir başyapıtıdır. Sovyetler Birliği'nde yazılmasına rağmen uzun yıllar boyunca yasaklı kalan bu roman, bireyselliğin tamamen yok edildiği, insanların numaralarla isimlendirildiği ve her anlarının "Fayda Devleti" tarafından kontrol edildiği bir gelecek tasvir eder.
Hikaye, D-503 adlı bir devlet matematikçisinin günlüğü şeklinde ilerler. D-503, "Tek Devlet"in mükemmel bir vatandaşıdır ve inşa ettiği uzay aracı Integral ile diğer gezegenleri de "akılcı boyunduruk" altına almayı planlamaktadır. Ancak onun rasyonel dünyası, gizemli ve özgür ruhlu I-330 ile tanıştıktan sonra altüst olur.
Romanın merkezinde, bireyin toplum için feda edilmesi teması yatar. Tek Devlet'te insanlar "biz" olmaya zorlanır, "ben"likleri yok edilir. Zamyatin, aşırı kolektivizmin insan doğasına nasıl aykırı olduğunu ve bunun yaratacağı kaçınılmaz çatışmaları ustalıkla işler.
D-503'ün I-330'a olan tutkusu, rasyonel düşüncenin insanın irrasyonel, duygusal yanı karşısındaki yenilgisini simgeler. Matematiksel kesinlikle yönetilmeye çalışılan bir dünyada, aşk ve tutku gibi duyguların nasıl bir devrim yaratabileceğini görürüz.
Tek Devlet'i çevreleyen cam duvar, medeniyet ile doğal dünya arasındaki ayrımı temsil eder. Duvarın ötesi, kontrol edilemeyen, vahşi ve özgür bir dünyadır - devletin tam zıttı.
"Biz", George Orwell'ın 1984 ve Aldous Huxley'in Cesur Yeni Dünya gibi distopik klasiklerine ilham kaynağı olmuştur. Orwell, Zamyatin'in eserini okuduğunu ve etkilendiğini açıkça belirtmiştir. Roman, totaliter rejimlerin mantıksal sonucunu göstererek 20. yüzyılın siyasi gelişmelerini adeta öngörmüştür.
"Biz", sadece bir distopik kurgu değil, aynı zamanda insan doğası, özgür irade ve toplumsal kontrol mekanizmaları üzerine derin bir felsefi incelemedir. Zamyatin'in bu visioner eseri, günümüz dijital gözetim çağında hiç olmadığı kadar güncel ve önemli hissediyor.