Anadolu halk şiirinin en gür sesli, en yiğit ve en lirik ozanlarından biri olan Dadaloğlu, 18. yüzyılın sonu ile 19. yüzyılın başında yaşamış bir göçer Türkmen şairidir. Onun şiirleri, bir dönemin sosyal çalkantılarını, göçer yaşamın zorluklarını, doğa sevgisini ve yiğitlik duygusunu eşsiz bir dille aktaran birer tarihi belge niteliğindedir.
Asıl adı Veli olduğu düşünülen Dadaloğlu, Avşar boyuna mensuptur. Hayatı hakkında kesin bilgiler azdır; çoğu şiirlerinden ve sözlü gelenekten öğrenilir. Osmanlı Devleti'nin göçer Türkmen aşiretlerini iskân etme (yerleşik hayata geçirme) politikalarına karşı çıkan aşiretlerin mücadelesinin tam ortasında yer almıştır. Bu nedenle şiirlerinde sık sık "Ferman padişahınsa, dağlar bizimdir" gibi isyan ve özgürlük dolu dizelere rastlanır. Ömrünü Toroslar'da konar-göçer olarak geçirmiş, bu coğrafyanın ruhunu şiirlerine işlemiştir.
Dadaloğlu, âşık tarzı halk şiiri geleneğinin büyük bir temsilcisidir. Şiirlerini genellikle hece ölçüsüyle ve sade, yalın bir Türkçe ile söylemiştir. İşlediği başlıca temalar şunlardır:
Bu şiir, Dadaloğlu'nun en bilinen ve karakterini en iyi yansıtan eseridir. Merkezi otoriteye (padişah fermanına) karşı, dağlarda özgürce yaşamayı tercih eden göçer ruhun manifestosu gibidir.
"Ferman padişahınsa, dağlar bizimdir.
Dünya bizim, ülke bizim, insan bizim.
Kılıç bizim, kalkan bizim, tüfek bizim..."
Bu şiir, yayladan kışlağa göç eden Avşar obalarının hüzünlü ve bir o kadar da görkemli halini anlatır. Doğa tasvirleri ve içli söyleyişiyle öne çıkar.
"Kalktı göç eyledi Avşar elleri,
Ağır ağır giden eller bizimdir.
Arap atlar yakın eyler ırağı,
Yüce dağdan aşan yollar bizimdir."
Dadaloğlu'nun yayla sevgisini ve ona duyduğu özlemi ifade ettiği lirik bir şiirdir. Göçer kültürün doğayla olan iç içe ilişkisini hissettirir.
Dadaloğlu'nun şiirleri, sadece edebiyat dünyasında değil, Türk halk müziği repertuvarında da çok önemli bir yer tutar. Birçok şiiri, Muhlis Akarsu, Çetin Akdeniz, Neşet Ertaş gibi usta sanatçılar tarafından bestelenmiş ve kuşaktan kuşağa aktarılmıştır. "Dadaloğlum" türküsü, neredeyse onunla özdeşleşmiştir.
Sonuç olarak, Dadaloğlu sadece bir şair değil, bir dönemin tanığı, bir kültürün sözcüsü ve Anadolu'nun özgür ruhlu bir sesidir. Şiirleri, tarihsel bir arka plan sunmanın yanı sıra, insanın doğaya, özgürlüğe ve sevdaya olan tutkusunu yalın ve güçlü bir şekilde ifade eder.