Dede Korkut Hikayeleri, Türk edebiyatının en kadim ve köklü eserlerinden biridir. Oğuz Türklerinin yaşam tarzını, inançlarını, kahramanlıklarını ve toplumsal değerlerini destansı bir dille anlatan bu hikayeler, sözlü gelenekten yazılı edebiyata geçişin en önemli köprülerinden biri olarak kabul edilir. İşte bu benzersiz kültür hazinesinin detaylı bir özeti:
Dede Korkut, hikayelerin anlatıcısı, bilge bir kişiliktir. Oğuz boylarının aksakalı, ozanı ve danışmanı olarak tasvir edilir. Hem geçmişten haber veren bir veli, hem de geleceğe dair öğütlerde bulunan bir bilge rolündedir. Adı her hikayenin sonunda geçer ve olayları toparlayıp bir öğütle bitirir.
Dirse Han'ın bir oğlu olmaz. Sonunda bir oğlu dünyaya gelir ve adı Boğaç konur. Boğaç, genç yaşta bir boğayı yenerek alp olduğunu kanıtlar. Ancak kıskançlık duyan adamları, Dirse Han'ı oğluna karşı kışkırtır. Dirse Han oğlunu okla yaralar, fakat annesi ve Dede Korkut'un dualarıyla Boğaç iyileşir. Sonunda baba-oğul barışır.
Oğuz Hanı Salur Kazan, bir şölenden döndüğünde evinin düşmanlar tarafından yağmalandığını, oğlu Uruz'un ve annesinin esir alındığını görür. Teyzesinin oğlu ile birlikte düşmanın peşine düşer ve kahramanca savaşarak ailesini kurtarır.
En ünlü hikayelerden biridir. Beyrek, nişanlısı Banu Çiçek'i almaya giderken düşmana esir düşer ve 16 yıl boyunca zindanda kalır. Bu sırada nişanlısı başka biriyle evlendirilmek istenir. Beyrek, son anda kaleden kurtulup Oğuz iline döner ve kimliğini açıklayarak nişanlısına kavuşur.
Kazan'ın henüz toy (genç) olan oğlu Uruz, ilk avına çıkar ama düşmana tutsak düşer. Babası onu kurtarmak için sefere çıkar. Hikaye, baba ile oğul arasındaki sevgiyi ve Uruz'un kahraman olma yolundaki serüvenini anlatır.
Deli Dumrul, bir derenin üstüne köprü yapıp geçenden geçmeyenden para alan bir alp'tir. Bir gün Azrail'in bir can almak için köprüsünün altından geçtiğini görür ve meydan okur. Azrail'den korkunca, canı yerine kurban olarak anne-babasının canını ister. Onlar vermeyince, eşi canını vermeyi kabul eder. Bu fedakarlık karşısında Allah, Deli Dumrul ve eşine uzun ömür verir.
Kan Turalı, hiç kız beğenmeyen bir yiğittir. Sonunda Trabzon Tekfurunun üç canavarı öldürmeden kimseye vermeyeceği kızı Selcen Hatun'u duyar. Gidip üç canavarı (aslan, boğa, deve) teker teker öldürür ve Selcen Hatun'la evlenir. Dönüş yolunda düşmanlarıyla savaşırlar ve birlikte üstesinden gelirler.
Kazılık Koca, bir savaşta düşmana esir düşer. Oğlu Yeğenek, babasını kurtarmak için yola çıkar. Babasının nerede olduğunu kimse bilmez, sonunda bir kâfir kızı ona yerini tarif eder. Yeğenek, kahramanca savaşarak babasını kurtarır.
En fantastik hikayelerden biridir. Bir peri kızından olma, tek gözlü bir yaratık olan Tepegöz, Oğuz obasına korku salar. İnsanları yiyen Tepegöz'ü, Basat adlı yiğit akıl ve kılıç gücüyle yenerek obayı bu beladan kurtarır.
Begil, yaşlanmış bir alpken oğlu Emren onun yerine savaşmaya başlar. Begil, oğlunun tecrübesizliğinden endişe duyar. Hikaye, baba-oğul ilişkisi ve genç bir alpin olgunlaşma sürecini anlatır.
Segrek'in ağabeyi Eğrek esir düşmüştür. Segrek, onu kurtarmak için yola çıkar ve kahramanca savaşarak ağabeyini kurtarır. Hikaye, kardeş sevgisi ve fedakarlığını vurgular.
Salur Kazan, av sırasında düşman tuzağına düşer ve tutsak olur. Karısı ve oğlu Uruz, onu kurtarmak için büyük bir mücadeleye girişirler.
Oğuz boyları arasında çıkan bir iç savaşı anlatır. Bu savaşta, hikayelerin sevilen kahramanı Bamsı Beyrek haince öldürülür. Hikaye, iç çatışmaların yıkıcılığını ve kayıplarını dramatik bir şekilde gözler önüne serer.
Sonuç olarak, Dede Korkut Hikayeleri sadece bir kahramanlık destanı değil, aynı zamanda Türk milletinin karakterini, ahlak anlayışını ve hayat felsefesini yansıtan bir ayna gibidir. Her hikaye, dinî ve ahlaki öğretilerle bezenmiş, nesilden nesile aktarılarak günümüze ulaşmış eşsiz bir kültür hazinesidir.