Divan edebiyatı, Osmanlı İmparatorluğu döneminde 13. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar varlığını sürdürmüş, saray ve entelektüel çevrelerde gelişmiş bir edebiyat geleneğidir. Bu edebiyatın temel taşı, bugün "Osmanlı Türkçesi" olarak adlandırdığımız zengin ve karmaşık dil yapısıdır.
Osmanlı Türkçesi, Türkçe temelli olmakla birlikte Arapça ve Farsçadan yoğun biçimde etkilenmiş bir dildir. Bu üç dilin sentezinden oluşan karmaşık bir yapıya sahiptir.
Divan edebiyatında dil, gündelik konuşma dilinden oldukça farklı, sanatlı ve süslü bir yapıya sahiptir. Şairler ve yazarlar, anlatımı güzelleştirmek için çeşitli edebi sanatlara başvurmuşlardır.
Divan şiirinin temel vezni aruz ölçüsüdür. Bu nedenle dil, aruz kalıplarına uygun şekilde kullanılmış, kelime seçimleri ve cümle yapıları bu ölçüye göre düzenlenmiştir.
Divan edebiyatı metinlerinde Arapça ve Farsça kökenli kelimelerin oranı oldukça yüksektir. Bazı metinlerde bu oran %80-90'lara kadar çıkabilmektedir.
Osmanlı Türkçesi, Arap alfabesi temel alınarak oluşturulmuş Osmanlı alfabesi ile yazılmıştır. Bu alfabe Türkçenin ses yapısına tam uyum sağlamadığı için yazımda bazı zorluklar bulunmaktaydı.
Divan edebiyatı, geniş halk kitlelerinden ziyade eğitimli kesime hitap etmiştir. Dil, bu nedenle halkın gündelik konuşma dilinden oldukça uzak, seçkin bir karakter taşımaktadır. Bu durum, edebiyat ile halk arasında bir kopukluğa neden olmuştur.
Osmanlı Türkçesi ve Divan edebiyatı dili, yüzyıllar içinde değişim göstermiştir:
Tanzimat dönemiyle birlikte Divan edebiyatı ve Osmanlı Türkçesi eleştirilmeye başlanmış, dilin sadeleştirilmesi gerektiği fikri yaygınlık kazanmıştır. Cumhuriyet'in ilanı ve Harf Devrimi ile birlikte Osmanlı Türkçesi resmi kullanımdan kalkmış, yerini modern Türkçeye bırakmıştır.
Divan edebiyatının dili, Osmanlı Türkçesi, Türkçe, Arapça ve Farsçanın benzersiz bir sentezi olarak kültürel tarihimizde önemli bir yer tutar. Bu dil, hem Osmanlı'nın çok kültürlü yapısını yansıtır hem de klasik Türk edebiyatının estetik zenginliğinin temel taşıdır. Günümüzde bu dili anlamak, Osmanlı kültür ve medeniyetini daha derinden kavramamıza olanak sağlamaktadır.