İslam inancında Allah'ın 99 güzel ismi (Esmaü'l-Hüsna) bulunur. Bu isimler, Yüce Yaratıcı'nın sıfatlarını, kudretini ve rahmetini insanın anlayabileceği bir dilde ifade eder. El-Kahhar ismi de bu kutsal listede yer alan, derin anlamlar taşıyan isimlerden biridir.
"Kahhar" Arapça kökenli bir kelime olup, "kahretmek", "üstün gelmek", "boyun eğdirmek", "galip ve hâkim olmak" anlamlarına gelir. "El-Kahhar" ise, bu sıfatın mutlak ve en üstün şekliyle Allah'a ait olduğunu belirtir.
Bu isim, Kur'an-ı Kerim'de birkaç ayette geçmektedir. En bilinen örneklerden biri, Meryem Suresi 65. ayetteki ifadedir: "O, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir. Öyleyse yalnız O'na ibadet et ve O'na ibadette sabırlı ol. Hiç O'nun adaşı (benzeri) olduğunu biliyor musun?" Ayetin devamında (bir sonraki ayette) Allah'ın isimlerinden bahsedilirken "el-Kahhar" sıfatı da zikredilir.
İslami öğretide, Allah'ın isimleri bir bütün olarak ele alınır. El-Kahhar (Celal/Celali sıfat), Er-Rahim veya El-Gafur (Cemal/Cemali sıfat) gibi isimlerle dengelenir. Bu, Allah'ın hem adaletiyle haksızlığı kahrettiğini, hem de merhametiyle bağışladığını gösterir. Bir hadiste, "Allah'ım! Sen esirgeyen ve bağışlayansın, affediciliği seversin. Beni affet." denilmesi tavsiye edilirken, hemen ardından "Allah'ım! Sen Kahhar'sın, intikam alansın, intikam almayı seversin. Beni kâfirlerden, sana karşı gelenlerden intikam al!" şeklinde dua edilmesi öğütlenir. Bu, iki sıfatın bir arada nasıl anlaşılması gerektiğine dair çarpıcı bir örnektir.
Özellikle Osmanlı döneminde cami, tekke ve türbelerdeki hat sanatı eserlerinde sıkça işlenen bir isimdir. Genellikle celi sülüs hatla yazılan "El-Kahhar" levhaları, ilahi kudreti hatırlatıcı bir işlev görür.
Sonuç olarak, El-Kahhar ismi, Allah'ın eşi ve benzeri olmayan, mutlak üstünlük sahibi, her şeyi düzeni altında tutan ve hakkı üstün kılan yönünü ifade eder. Bu ismi düşünmek, müminde hem saygı ve korku (haşyet) uyandırır, hem de adaletin en nihayetinde tecelli edeceği güvencesini verir.