Hücre zarı, hücreyi çevreleyen seçici geçirgen bir bariyerdir. Küçük moleküller difüzyon ve osmoz ile geçebilirken, büyük moleküller (proteinler, polisakkaritler) veya büyük miktarlardaki maddeler için hücre "keseleme" yöntemlerini kullanır. İşte endositoz ve ekzositoz, bu özel taşıma mekanizmalarının temelini oluşturur.
Her iki süreç de, hücre zarının bir kısmının içe veya dışa doğru kıvrılarak oluşturduğu zarla çevrili veziküller (kesecikler) aracılığıyla gerçekleşir. Bu, aktif taşıma türüdür, yani enerji (ATP) harcanır.
Hücre zarından geçemeyecek kadar büyük katı veya sıvı maddelerin, zarın içe doğru çökmesiyle oluşan bir kesecik içinde hücreye alınmasıdır. "Hücrenin yemek yemesi" olarak da düşünülebilir.
Hücre içinde sentezlenen büyük moleküllerin (enzim, hormon, nörotransmitter) veya atık maddelerin, veziküller aracılığıyla hücre dışına verilmesidir. Kesecik hücre zarına yaklaşır, onunla kaynaşır (füzyon) ve içeriğini dış ortama boşaltır.
Yön: Endositoz → İçeriye, Ekzositoz → Dışarıya.
Kesecik Kaynağı: Endositozda kesecik hücre zarından oluşur, Ekzositozda genellikle Golgi aygıtı veya endoplazmik retikulumdan gelir.
İşlev: Endositoz beslenme, savunma; Ekzositoz salgılama, iletişim, atılım.
Ortak Nokta: Her ikisi de ATP harcayan aktif süreçlerdir ve vezikül kullanır.
Endositoz ve ekzositoz, hücrenin yaşamsal faaliyetleri için olmazsa olmaz dinamik süreçlerdir. Hücrenin çevresiyle madde alışverişini, iletişimini ve iç dengesini (homeostazisi) sağlayarak, canlılığın devamına katkıda bulunurlar. Bu mekanizmalar olmasaydı, hücreler ne beslenebilir ne de ürettikleri önemli maddeleri dış ortama iletebilirdi.