Enflasyon, günlük hayatta sıkça duyduğumuz, alım gücümüzü doğrudan etkileyen temel bir ekonomik kavramdır. Basitçe ifade etmek gerekirse, enflasyon, bir ekonomideki mal ve hizmetlerin genel fiyat düzeyinin sürekli ve ölçülebilir şekilde artmasıdır. Bu artış, paranın değer kaybetmesi ve aynı miktar para ile daha az mal veya hizmet satın alınabilmesi anlamına gelir.
Enflasyon, nedenlerine ve şiddetine göre farklı türlere ayrılır:
Enflasyon, genellikle Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) gibi göstergelerle ölçülür. Yıllık enflasyon oranı şu formülle hesaplanır:
Enflasyon Oranı = ( (Cari Yıl Endeksi - Geçen Yıl Endeksi) / Geçen Yıl Endeksi ) x 100
Örneğin, TÜFE'nin bir yılda 100'den 120'ye çıkması, \( \frac{120-100}{100} \times 100 = \%20 \)'lik bir enflasyon anlamına gelir.
Modern ekonomilerde, merkez bankaları genellikle düşük ve istikrarlı bir enflasyon oranını (genelde yıllık %2-3 bandı) hedefler. Sıfır enflasyon veya deflasyon (fiyatların genel düzeyinde düşüş) da ekonomik durgunluğa işaret edebileceğinden, kontrollü bir enflasyon ekonomik büyümeye eşlik eden sağlıklı bir gösterge olarak kabul edilir.
Bireyler ve yatırımcılar, enflasyon riskine karşı çeşitli stratejiler geliştirebilir:
Sonuç olarak, enflasyon ekonomik hayatın kaçınılmaz bir parçasıdır. Önemli olan, onu kontrol altında tutmak ve etkilerini yönetebilmektir. Ekonomi politikalarının başarısı, büyük ölçüde enflasyonun sağlıklı seviyelerde istikrara kavuşturulmasına bağlıdır.