Epik şiir, edebiyatın en kadim ve görkemli türlerinden biridir. Tarih boyunca toplumların kahramanlık hikayelerini, mitolojik destanlarını ve kültürel değerlerini nesilden nesile aktaran bu şiir türü, insanlık tarihinin adeta sözlü hafızasıdır.
Epik şiir, bir milletin yaşadığı önemli olayları, savaşları, kahramanlıkları ve olağanüstü maceraları anlatan uzun soluklu manzum eserlerdir. Bu tür şiirler genellikle:
Antik Yunan edebiyatının temel taşlarından olan bu iki destan, Batı edebiyatının ilk büyük epik eserleri kabul edilir. İlyada, Truva Savaşı'nı; Odysseia ise Odysseus'un eve dönüş maceralarını anlatır.
Roma İmparatorluğu'nun kuruluş mitini anlatan bu Latin destanı, Roma halkının kökenlerini Troya kahramanı Aeneas'a dayandırır.
Eski İngiliz edebiyatının en önemli epik şiiri olan Beowulf, İskandinavya'da geçen ve canavarlarla savaşan bir kahramanın hikayesini konu alır.
Oğuz Türklerinin yaşam tarzını, kahramanlıklarını ve değerlerini anlatan bu destansı hikayeler, Türk epik geleneğinin en önemli örneklerindendir.
Haksızlığa başkaldıran bir halk kahramanının maceralarını anlatan bu destan, Anadolu coğrafyasında nesilden nesile aktarılmıştır.
Kırgız Türklerine ait olan ve dünyanın en uzun destanı kabul edilen Manas, Kırgız halkının tarihini, kültürünü ve kahramanlıklarını anlatır.
Günümüzde epik şiir geleneği, fantastik edebiyat, sinema ve video oyunları gibi modern anlatı türlerinde yaşamaya devam etmektedir. J.R.R. Tolkien'in "Yüzüklerin Efendisi" serisi veya George R.R. Martin'in "Buz ve Ateşin Şarkısı" gibi eserler, modern epik anlatımın başarılı örneklerindendir.
Epik şiirler, insanlığın ortak hayal gücünün, kahramanlık arayışının ve kültürel belleğinin zamana meydan okuyan anıtları olarak varlıklarını sürdürmektedir.