Eski Türk mitolojisinin karanlık ve gizemli derinliklerinde, yer altı aleminin mutlak hakimi olarak tahtını kurmuş bir tanrı figürü yatar: Erlik Han. İyilik ve kötülük, düzen ve kaos, yaşam ve ölüm ikileminde, Türklerin evren anlayışını şekillendiren en önemli varlıklardan biridir. Bu yazıda, Türk mitolojisinin bu çetin ve güçlü karakterini yakından tanıyacağız.
Erlik Han'ın kökeni, evrenin yaratılışına dayanır. En yaygın anlatıya göre, Gök Tanrı (Kök Tengri) dünyayı yarattığında, Erlik de onun yanında veya ona yardım eden varlıklardan biriydi. Ancak zamanla kıskançlık ve hırs duygularına kapıldı. Tanrı'ya karşı geldi veya onun düzenini bozmaya çalıştı. Bu isyanının cezası olarak, yer altı dünyasının (Yerlik veya Tamu) hükümdarlığına atandı. Böylece, iyiliğin ve göğün sembolü Ülgen'e karşılık, kötülüğün ve yer altının sembolü haline geldi.
Türk mitolojisindeki evren anlayışı, genellikle bir ikilik (düalite) üzerine kuruludur. Bu ikilikte:
Ancak Erlik, mutlak kötülük anlamına gelmez. O, evrensel dengenin vazgeçilmez bir parçasıdır. Ölüm ve yeraltı onun domainidir; bu da yaşam döngüsünün doğal bir sonucudur.
Erlik Han'ın hükmettiği yer altı dünyası, 9 katlı olduğuna inanılan karanlık bir aleydi. Burası, kötü ruhların (kermesler) ve ölülerin dünyasıydı. Erlik, burada kendisine bağlı şeytanlarla birlikte yaşar, insanların ruhlarını buraya çekmeye çalışırdı. Şamanlar, hastaların ruhunu Erlik'in elinden kurtarmak veya ona kurban sunmak için transa geçerek bu diyara yolculuk yaparlardı.
Erlik Han, genellikle güçlü, korkutucu ve otoriter bir figür olarak tasvir edilir.
Erlik Han figürü, Türk kültüründeki şamanizm inancının en derin izlerini taşır. Şaman ayinlerinde, onun gazabından korunmak veya gönlünü almak için kurbanlar sunulurdu. Günümüzde, bu mitolojik karakter:
Erlik Han, Türk mitolojisinin sadece korkulan değil, aynı zamanda saygı duyulan ve evrensel denge için gerekli görülen bir tanrısıdır. Onun hikayesi, iyilik-kötülük, yaşam-ölüm, düzen-kaos gibi evrensel temaları Türk dünya görüşü içinde yorumlayan zengin bir anlatıdır. Yeraltı dünyasının bu efendisi, binlerce yıllık kültürel hafızamızda, hâlâ gizemini koruyan güçlü bir sembol olarak yaşamaya devam ediyor.