Orhan Kemal'in 1962 yılında yayımlanan "Eskici ve Oğulları" romanı, Türk edebiyatının toplumsal gerçekçilik akımının en önemli örneklerinden biridir. Roman, Çukurova'ya göç eden bir ailenin yaşam mücadelesini, değişen ekonomik koşullar karşısında çözülen aile bağlarını ve kuşak çatışmasını ustalıkla anlatır. İşte bu unutulmaz hikayenin merkezindeki karakterler:
Romanın merkezinde yer alan Topal Eskici, asıl adıyla Adem Usta, geleneksel değerlerine sıkı sıkıya bağlı, onurlu ve çalışkan bir insandır. Birinci Dünya Savaşı'nda bacağından yaralanmış ve bu nedenle "Topal" lakabını almıştır. Mesleği olan eskiciliği bir yaşam biçimi olarak gören Adem Usta, sanayileşme ve makineleşmeyle birlikte değersizleşen el emeğinin ve zanaatkarlığın simgesidir. Oğullarıyla yaşadığı çatışmaların temelinde, onların "acemi işçi" olmak istemeleri ve kendi mesleğini küçümsemeleri yatar.
Ailenin en büyük oğlu olan Ali, babasının mesleğini sürdürmek istemeyen, fabrikada işçi olmayı tercih eden karakterdir. Geleneksel aile yapısından kopuşun ilk temsilcisidir. Babasının otoritesine karşı çıkarak kendi hayatını kurma mücadelesi verir.
Ailenin ortanca oğlu Mustafa, kardeşleri arasında en uyumlu olanıdır. Hem babasının değerlerine saygı duyar hem de değişen dünyaya ayak uydurmaya çalışır. İki kuşak arasında bir köprü gibidir, ancak bu ikilem onu iç çatışmalara sürükler.
En küçük oğul Hasan, modern hayata en çok adapte olmak isteyen, babasının mesleğini "eski moda" bulan karakterdir. Köyden kente göçün yarattığı kültür şokunu en yoğun yaşayan odur. Yeni yaşam tarzına hızla uyum sağlamaya çalışırken aile değerlerinden uzaklaşır.
Romanın karakterleri sadece bireyler olarak değil, aynı zamanda toplumsal değişimin farklı yüzlerini temsil ederler:
Orhan Kemal, "Eskici ve Oğulları" romanında sadece bir ailenin hikayesini anlatmaz; Türkiye'nin 1950'li yıllarda yaşadığı hızlı toplumsal ve ekonomik dönüşümün insan üzerindeki etkilerini gözler önüne serer. Karakterlerin her biri, bu dönüşümün farklı bir yönünü yansıtır. Topal Eskici'nin trajedisi, sadece mesleğinin yok oluşu değil, aynı zamanda değerler dünyasının ve aile birliğinin çözülüşüdür. Roman, günümüzde hala geçerliliğini koruyan temalarıyla, okuru aile bağları, değişim, gelenek ve modernite arasındaki gerilim üzerine düşündürmeye devam etmektedir.
📖 Not: Orhan Kemal'in bu başyapıtı, karakter derinliği ve toplumsal gözlem gücüyle Türk edebiyatının en önemli romanları arasında yer alır. Her karakter, kendi içinde tutarlı bir psikolojik yapıya ve toplumsal temsiliyete sahiptir.