Plazma, maddenin katı, sıvı ve gaz halinden sonra gelen dördüncü halidir. Gaz halinden farkı, atomların en azından bir kısmının iyonlaşmış olması, yani elektronlarını kaybetmiş olmasıdır. Bu da plazmayı elektriği ileten ve manyetik alanlardan etkilenen bir madde haline getirir. Evrendeki maddenin yaklaşık %99'u plazma halindedir.
Yıldızlar, evrendeki plazmanın en yaygın ve gözle görülür örnekleridir. Güneş'imiz de dahil olmak üzere tüm yıldızlar, muazzam sıcaklık ve basınç altında plazma halindeki gazlardan oluşur. Güneş'teki füzyon reaksiyonları, hidrojen gazını yüksek enerjili bir plazmaya dönüştürür.
Yıldızlar arasındaki uzay tamamen boş değildir. Bu bölgeleri dolduran seyrek gaz ve toz bulutlarının büyük bir kısmı, yıldızlardan gelen yoğun radyasyon nedeniyle iyonlaşmış halde, yani plazma halindedir.
Ömrünün sonuna gelen yıldızların dış katmanlarını uzaya atmasıyla oluşan bu muhteşem bulutsular, parlak renklerini içlerindeki iyonize gazlardan, yani plazmadan alırlar.
Dünya'mızda gözlemlenen kuzey ve güney ışıkları (Auroralar), Güneş'ten gelen yüklü parçacıkların (Güneş rüzgarı plazması) Dünya'nın manyetik alanıyla etkileşime girerek atmosferdeki gazları iyonlaştırması sonucu oluşur. Bu, Dünya üzerinde doğal olarak görebileceğimiz bir plazma örneğidir.
Bir fırtına sırasında oluşan yıldırım, bulutlar veya bulut ile yer arasında akan devasa bir elektrik akımıdır. Bu akım, havayı o kadar ısıtır ve iyonize eder ki, geçici bir plazma kanalı (yıldırım) oluşturur.
Plazma sadece doğada bulunmaz, aynı zamanda teknoloji ile de üretilir:
Özetle, plazma evrende en yaygın bulunan madde halidir. Gözümüzü gökyüzüne çevirdiğimizde gördüğümüz yıldızlar, uzaydaki gaz bulutları ve hatta Dünya'da şahit olduğumuz yıldırımlar, plazmanın etkileyici tezahürleridir.