Paris denilince akla gelen ilk sembollerden biri olan Eyfel Kulesi, dünyanın en ünlü yapıları arasında yer alır. Peki bu görkemli demir yapı ne zaman ve nasıl inşa edildi? Gelin, bu ikonik kulenin tarihine birlikte göz atalım.
Eyfel Kulesi'nin inşası, 28 Ocak 1887 tarihinde başladı ve tam 2 yıl, 2 ay, 5 gün süren yoğun bir çalışmanın ardından, 31 Mart 1889'da tamamlandı. Kulenin resmi açılışı ise 6 Mayıs 1889 tarihinde, aynı yıl Paris'te düzenlenen 1889 Dünya Fuarı'nın (Exposition Universelle) giriş kapısı olarak gerçekleştirildi.
Kulenin inşasının temel amacı, Fransız Devrimi'nin 100. yılını kutlamak amacıyla düzenlenen 1889 Dünya Fuarı'na görkemli bir giriş anıtı yapmaktı. Aynı zamanda, endüstriyel ilerlemenin ve demir-çelik teknolojisinin ulaştığı noktayı tüm dünyaya göstermek isteniyordu.
Kule, ismini tasarımcısı ve inşaatını üstlenen firmanın sahibi olan Gustave Eiffel'den alır. Ancak tasarım aslında Eiffel'in şirketinde çalışan iki mühendis, Maurice Koechlin ve Émile Nouguier tarafından yapılmış, mimar Stephen Sauvestre de estetik detayları eklemiştir.
İlginçtir ki, Eyfel Kulesi ilk yapıldığında birçok sanatçı ve entelektüel tarafından "çirkin bir demir yığını" olarak nitelendirilmiş ve fuar sonrası sökülmesi beklenmişti. Ancak, radyo vericisi olarak kullanılmasının sağladığı stratejik fayda ve zamanla Paris silüetinin vazgeçilmez bir parçası haline gelmesi, onun kalıcı olmasını sağladı.
Eyfel Kulesi, planlandığı üzere sadece 20 yıl ayakta kalacak geçici bir yapı olacaktı. 1909'da sökülmesi gündemdeyken, askeri iletişimde (özellikle I. Dünya Savaşı'nda) sağladığı üstünlük ve turistlerden gördüğü büyük ilgi sayesinde yıkılmaktan kurtuldu.
Bugün, Eyfel Kulesi dünyanın en çok ziyaret edilen ücretli anıtı konumunda. Yılda yaklaşık 7 milyon kişi tarafından ziyaret edilen kule, Fransa'nın ve romantizmin evrensel bir sembolü olarak, 130 yılı aşkın süredir Paris'e göz kırpmaya devam ediyor.
Sonuç olarak, 1889'da tamamlanan bu mühendislik harikası, başlangıçtaki tüm eleştirilere rağmen, zamanın testinden başarıyla geçerek dünya kültür mirasının en değerli parçalarından biri haline gelmeyi başardı.