Mehmet Rauf'un 1900-1901 yıllarında Servet-i Fünun dergisinde tefrika edilen ve 1901'de kitap olarak yayımlanan Eylül, Türk edebi̇yatı için bir dönüm noktasıdır. Eser, genel kabul görmüş şekilde ilk Türkçe psikolojik roman olarak tarihe geçmiştir. Roman, Servet-i Fünun (Edebiyat-ı Cedide) akımının karakteristi̇k özellikleri̇ni taşır: kapalı mekânlar, doğa tasvirleri, ağır ve süslü bir dil ve en önemlisi, "aşk-ı memnu" (yasak aşk) teması etrafında şekillenen bireysel, içe dönük bir anlatım.
Roman, İstanbul'da yaşayan üst sınıf bir ailenin yazlık köşkünde ve Boğaziçi'nde geçer. Süreyya ve Necip, görünüşte mutlu bir çifttir. Ancak Necip, kocasının yüzeyselliğinden ve duygusal derinlikten yoksun oluşundan dolayı içten içe huzursuzdur. Süreyya'nın çocukluk arkadaşı Suat, sık sık onları ziyaret eder. Necip ile Suat arasında başlangıçta masumane bir yakınlık, zamanla kontrol edilemeyen bir tutkuya dönüşür.
İki karakter de bu yasak duygularla mücadele eder, suçluluk hisseder ancak bir türlü birbirlerinden uzak duramazlar. Roman, bu üçlü ilişkinin psikolojik derinliklerine iner; karakterlerin iç çatışmalarını, pişmanlıklarını, arzularını ve toplumsal baskıyı hissetme biçimlerini detaylıca işler. Gerilim, özellikle yazlık köşkte geçirdikleri bir kaçamak anında doruk noktasına ulaşır.
Romanın sonu trajiktir. Suat ve Necip, duygularına yenik düşmek üzereyken, köşkte çıkan bir yangın her şeyi altüst eder. Suat, Necip'i kurtarmak için alevlerin içine dalar ve ikisi de yangında hayatlarını kaybeder. Bu sembolik son, yasak aşkın "cehennemi" ve toplum içinde sürdürülemez oluşunun bir metaforu olarak yorumlanır.
Eylül, Türk romanının batılı anlamda ilk örneklerinden biri olarak, sadece bir aşk hikâyesi anlatmaz; modern bireyin karmaşık iç dünyasını keşfe çıkar. Mehmet Rauf, bu eseriyle edebiyatımızda "iç monolog" ve "psikolojik gerçekçilik" gibi tekniklerin öncüsü olmuştur. Eser, okuyucuyu sadece olaylarla değil, karakterlerin en gizli duygu ve düşünceleriyle de baş başa bırakır, bu yönüyle Türk edebiyatında bir "ilk" ve bir "klasik"tir.
📌 Not: Eylül, dilinin ağırlığı nedeniyle günümüz okuyucusuna zor gelebilir, ancak edebiyat tarihine ilgi duyan her okur için okunması gereken bir başyapıttır.