Johann Wolfgang von Goethe'nin ölümsüz eseri Faust, yalnızca bir edebiyat şaheseri değil, aynı zamanda insan doğasına dair derin bir felsefi sorgulamadır. Eser, bir bilgin olan Doktor Faust karakteri üzerinden, insanın bilgi, tatmin ve anlam arayışının evrenselliğini ele alır. İşte bu büyük eserin ana fikri ve temelini oluşturan unsurlar:
Faust'un ana fikri, bir cümleyle özetlenebilir: "İnsan, ancak durmadan çabaladığı, yeni şeyler öğrendiği ve kendini aşmaya çalıştığı sürece gerçekten yaşar." Faust, Mefistofeles ile yaptığı anlaşmada, kendisine bir anlık bile olsa "Dur, geçici de olsa bu an o kadar güzel ki!" dediği anda ruhunu şeytana teslim edeceğini taahhüt eder. Bu, eserin temel çatışmasını ve ana fikrini oluşturur.
Faust, tüm bilimleri öğrenmiş ancak yine de "gerçek bilgiye" ulaşamamış bir akademisyendir. Bu durum, salt entelektüel bilginin insanı mutlak tatmine ulaştırmayacağını, aksine daha derin bir boşluğa sürükleyebileceğini gösterir. Onun arayışı, sadece bilmek değil, deneyimlemek ve hissetmektir.
Mefistofeles, kötülüğün temsilcisi olmasına rağmen, aslında onun varlığı olmadan Faust'un gelişimi ve ilerlemesi mümkün olamazdı. Goethe, iyilik ve kötülüğün birbirini tamamlayan iki güç olduğunu ima eder. Kötülük, insanı yoldan çıkarmak için var olsa da, aynı zamanda onu sınayan ve sonunda daha yüksek bir iyiliğe ulaştıran bir katalizör görevi görür.
Faust'un Gretchen (Margarete) ile olan trajik aşkı, onun bencil arzularının masum bir insanın hayatını nasıl mahvettiğini gösterir. Bu ilişki, Faust'a sorumluluk, pişmanlık ve nihayetinde ahlaki bir olgunluk kazandırır. Gretchen'in sonunda "kurtarılması", Goethe'nin insanın hatalarından ders çıkarak ve pişmanlık duyarak manevi bir kurtuluşa erişebileceği inancını yansıtır.
Faust, hikayenin sonunda, kendi kişisel zevkleri için değil, başkaları için (bataklık kurutma projesi) çalışmaya başlar. Bu benmerkezcilikten toplum merkezciliğe geçiş, onun nihai kurtuluşunun anahtarıdır. O anda söylediği "Dur geçici an, o kadar güzelsin!" sözü, artık bir hazzı dondurmak için değil, insanlık için yapıcı bir çabayı takdir etmek içindir. Bu nedenle kaybettiği iddia edilen bahsi aslında kazanmış ve ruhu kurtulmuştur.
Goethe'nin Faustu, insanlık durumuna dair güçlü bir mesaj verir: Hata yapmak, arzu etmek ve mücadele etmek insan olmanın bir parçasıdır. Asıl önemli olan, bu süreçte hiç durmadan çabalamak, büyümek ve nihayetinde bencillikten sıyrılarak başkaları için bir şeyler üretmektir. Eser, okuyucuya "Hayatın anlamı nedir?" sorusunu sordurur ve cevabın, rahatlıkta ve durgunlukta değil, sonsuz bir arayış ve eylemde yattığını gösterir.