Felsefe, insanın en temel sorularını sistematik ve eleştirel bir şekilde sorgulama çabasıdır. Kökeni, Antik Yunanca'da "bilgelik sevgisi" veya "hikmet arayışı" anlamına gelen "philosophia" kelimesine dayanır. Bu tanımın özünde, mutlak bir bilgiye sahip olmaktan ziyade, onun peşinden gitme eylemi ve merak duygusu yatar.
Felsefeyi doğru tanımlamak için onun ne olmadığını da bilmek gerekir:
Felsefe, sorgulama alanlarına göre başlıca dallara ayrılır:
Ana Sorusu: "Varlık nedir? Gerçeklik nedir?" Evrenin nihai doğasını, nedenselliği, zaman ve mekânı, Tanrı'nın varlığını inceler.
Ana Sorusu: "Bilgi nedir? Doğru bilgiye nasıl ulaşırız?" Bilginin kaynağını, sınırlarını, güvenilirliğini ve inanç ile olan ilişkisini araştırır.
Ana Sorusu: "İyi nedir? Doğru davranış nedir?" İnsan eylemlerinin ahlaki temellerini, iyi-kötü, özgürlük ve sorumluluk kavramlarını irdeler.
Ana Sorusu: "Güzel nedir? Sanat nedir?" Güzellik, sanat, zevk ve yaratıcılık kavramlarını sorgular.
Ana Sorusu: "İktidar nedir? Adil toplum nasıl olmalıdır?" Devletin, otoritenin, adaletin, özgürlüğün ve eşitliğin doğasını analiz eder.
Felsefe, bize hazır cevaplar sunmaz; bunun yerine düşünmeyi öğretir. Kalıpların dışına çıkmamızı, dogmaları sorgulamamızı ve dünyayı daha derinlemesine anlamamızı sağlar. Kişisel bir iç görü ve eleştirel düşünme yetisi kazandırarak, hayatı daha bilinçli ve anlamlı yaşamamıza olanak tanır. Kısacası, felsefe bir yaşam biçimi ve bitmeyen bir arayıştır.