Mustafa Kemal Atatürk'ün Nutuk adlı eserinin sonunda yer alan Gençliğe Hitabe, Türk milletinin ve cumhuriyetin bekası için yazılmış, zaman ötesi bir metindir. Sadece tarihi bir belge değil, aynı zamanda bir vasiyetname ve yol haritası niteliğindedir. Bu yazıda, Hitabe'nin içeriğini, anlamını ve günümüzdeki önemini ele alacağız.
Atatürk, Büyük Nutuk'u 15-20 Ekim 1927 tarihlerinde Cumhuriyet Halk Partisi'nin ikinci kurultayında okudu. Nutuk, Kurtuluş Savaşı'nın ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun detaylı bir muhasebesiydi. Atatürk, bu uzun ve titiz konuşmasını, geleceğin teminatı olarak gördüğü gençliğe seslenerek tamamladı. Bu hitabe, adeta geçmişten aldığı derslerle geleceği inşa etme sorumluluğunu gençlere devreden bir emanetnamedir.
Hitabe, güçlü ve mecazlı bir dille yazılmıştır. Her cümlesi, olası tehlikelere karşı bir uyarı ve aynı zamanda bir mücadele çağrısıdır.
Gençliğe Hitabe, sadece 1920'lerin tehditlerine değil, evrensel ve zamansız tehlikelere işaret eder: İktidar yozlaşması, dış müdahale, milli birliğin bozulması, gaflet ve ihanet. Günümüz gençliğinden beklenen, bu uyarıları tarihi bir metin olarak ezberlemek değil, eleştirel düşünme, tarih bilinci, vatandaşlık sorumluluğu ve demokratik değerlere sahip çıkma azmini bu metinden devralmaktır.
Gençliğe Hitabe, Atatürk'ün Türk gençliğine duyduğu sarsılmaz güvenin ve onlara bıraktığı en değerli manevi mirasın belgesidir. Pasif bir şekilde okunacak bir nutuk değil, aktif bir şekilde içselleştirilmesi gereken bir eylem çağrısıdır. Cumhuriyeti, demokrasiyi ve laikliği koruma iradesi, her kuşağın kendi şartlarında yeniden üretmesi gereken bir sorumluluktur. Hitabe, gençlere "Neyi, neden koruyorsun?" sorusunu sorduran, daima canlı kalan bir rehberdir.