Honoré de Balzac'ın ölümsüz eseri Goriot Baba, 19. yüzyıl Paris'inin acımasız sosyal hayatını gözler önüne serer. Roman, bir pansiyonda kesişen hayatlar üzerinden açgözlülük, yükselme hırsı ve baba sevgisinin trajik sınırlarını anlatır. İşte bu edebi şahesere hayat veren başlıca karakterler ve onların temsil ettiği değerler.
Romanın trajik kahramanı. Eskiden başarılı bir erişte tüccarıyken, servetini iki kızına (Anastasie ve Delphine) adamış, onların mutluluğu uğruna her şeyini feda etmiş bir babadır. Kızları yüksek sosyete hayatına adım attıkça, onu giderek daha fazla görmezden gelirler. Goriot, kör baba sevgisinin ve sömürülmenin simgesi haline gelir. Ölüm döşeğinde bile kızlarını düşünmesi, onun karakterinin ne denli saf ve trajik olduğunu gösterir.
Romanın bir diğer merkezinde, taşradan Paris'e hukuk okumaya gelen genç ve hırslı bir aristokrattır. Vauquer Pansiyonu'nda kalır ve burada Paris sosyetesinin acımasız kurallarını öğrenmeye başlar. İdealist düşünceleri, kuzeni Madam de Beauséant'ın öğütleri ve Vautrin'in kışkırtmaları arasında kalır. Hikaye boyunca masumiyetini kaybedişinin ve topluma uyum sağlama çabasının izlerini süreriz.
Pansiyonun en gizemli ve tehlikeli sakinidir. Görünüşte sıradan bir kiracı olsa da, aslında kaçak bir mahkumdur. Keskin zekası ve toplumu alaya alan felsefesiyle Rastignac'ı etkiler. Ona, Paris'te başarılı olmanın tek yolunun duygusuzluk ve acımasızlık olduğunu, hızlı bir servet edinmek için ahlaki sınırları aşması gerektiğini telkin eder. Vautrin, toplumun ahlaki ikiyüzlülüğünü temsil eden bir anti-kahramandır.
Balzac, her karakteri belirli bir sosyal tipi veya fikri sembolize edecek şekilde yaratmıştır:
Goriot Baba, bu karakterlerin kesişiminde, bir toplum eleştirisi sunar. Balzac'ın deyimiyle, "Para, modern hayatın ruhudur" ve romanın tüm karakterleri, bu ruhun etrafında dönerek ya yükselir ya da trajik bir şekilde çöker.