Gün Olur Asra Bedel, Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'un 1980 yılında yayımlanan ve dünya edebiyatında büyük yankı uyandıran romanıdır. Eser, Sovyetler Birliği döneminde yaşanan toplumsal değişimleri, geleneklerin yok oluşunu ve bireyin bu değişim karşısındaki çaresizliğini ele alır.
Roman, ana karakter Yedigey Cangeldin'in yakın arkadaşı Kazangap'ın cenazesini, geleneksel bir mezarlığa götürmek için çıktığı yolculuğu anlatır. Bu yolculuk sırasında Yedigey, geçmişini, yaşadığı acıları ve kayıpları düşünür. Bu düşünceler, okuyucuyu romanın diğer tematik katmanlarına taşır.
Roman, birbirine paralel üç farklı hikayeden oluşur:
Romanın en önemli teması olan "Mankurt", Kırgız efsanelerinden gelir. Mankurt, işkence yoluyla hafızası silinmiş, geçmişini unutmuş, kendi kimliğinden uzaklaştırılmış kişidir. Aytmatov, bu kavramı Sovyet sisteminin bireyleri kimliksizleştirmesinin bir metaforu olarak kullanır.
Roman, geleneksel değerlerin modern hayat karşısında yok oluşunu ve bireyin bu değişim karşısındaki yalnızlığını işler. Yedigey, geleneksel değerlere bağlı kalmaya çalışan bir karakter olarak karşımıza çıkar.
Stalin dönemi baskıları, sansür ve bireyin düşünce özgürlüğünün kısıtlanması romanın önemli temalarındandır. Abutalip karakteri üzerinden bu tema derinlemesine işlenir.
Gün Olur Asra Bedel, sadece bir edebi eser olmanın ötesinde, toplumsal bir eleştiri ve insanlık durumu üzerine derin bir felsefi sorgulamadır. Aytmatov, bu eserle sadece Sovyet coğrafyasının değil, tüm insanlığın ortak sorunlarına ışık tutmuştur.
Roman, adını verdiği gibi, bir günün asra bedel olabileceğini, insan hayatındaki bazı anların ve kararların tüm bir ömre denk gelebileceğini vurgular. Bu yönüyle zaman, hafıza ve insan olmanın anlamı üzerine düşündüren zamansız bir başyapıttır.