Ferit Edgü'nün 1977 yılında yayımlanan ve unutulmaz bir edebi iz bırakan Hakkari'de Bir Mevsim romanı, Türk edebiyatının en sıra dışı, en dokunaklı ve felsefi derinliği en yüksek eserlerinden biridir. "O" olarak anılan anonim bir anlatıcının gözünden, ücra bir Doğu Anadolu köyünde geçen bu hikâye, aslında bir coğrafyadan çok daha fazlasını anlatır: İnsanın yalnızlığını, aidiyet arayışını, dilin sınırlarını ve medeniyet dediğimiz kavramın göreceliğini sorgular.
Roman, ismi asla verilmeyen, sadece "O" harfiyle tanımlanan bir öğretmenin hikâyesini anlatır. Büyük şehirden, tanıdık tüm değerlerinden koparılıp Hakkari'nin ulaşılması zor, dağlarla çevrili bir köyüne atanır. Burada karşılaştığı dünya, onun bildiği dünyadan o kadar farklıdır ki, bu durum sadece bir coğrafi yer değişikliği değil, bir varoluşsal sarsıntıya dönüşür.
Roman, 1983 yılında ünlü yönetmen Erden Kıral tarafından sinemaya uyarlanmış ve Altın Ayı ödülü alarak Türk sinema tarihine geçmiştir. Film, romanın kasvetli, şiirsel ve felsefi atmosferini görsel bir şölene dönüştürerek, hikâyenin evrensel mesajını dünyaya taşımıştır. Senaryoyu Ferit Edgü'nün bizzat kendisi yazmış, bu da uyarlamanın ruhuna sadık kalınmasını sağlamıştır.
Hakkari'de Bir Mevsim, sadece 1970'ler Türkiye'sinin sosyolojik bir fotoğrafını çekmez. İnsanın aidiyet, anlam ve iletişim arayışına dair evrensel ve zamansız sorular sorar. Günümüzün giderek daha fazla kutuplaşan, iletişimsizliğin derinleştiği dünyasında, "öteki" olmanın, anlaşılamamanın, farklı bir kültürün içinde kaybolmanın ne demek olduğunu hissederek okuruz bu romanı.
Ferit Edgü'nün yalın, çarpıcı ve adeta bir taş baskısı gibi işlenmiş anlatımı, okuyucuyu Hakkari'nin o soğuk, rüzgârlı dağlarına götürür ve orada, anlatıcıyla birlikte en temel insani sorularla baş başa bırakır.
Hakkari'de Bir Mevsim, rahat okunan bir roman değil, düşündüren, sarsan ve dönüştüren bir edebi deneyimdir. Sadece Türk edebiyatının değil, dünya edebiyatının da "farklı olan"a, "sınır"lara ve "insan"a bakışını zenginleştiren bir başyapıttır. Edebiyatın gücünün, bizi kendi gerçekliğimizin dışına çıkarıp, hiç bilmediğimiz bir dünyanın içinde kendimizi aramaya zorlamak olduğunun en güzel kanıtıdır.