Hece ölçüsü, Türk edebiyatının en eski ve en milli vezin sistemidir. Dizelerdeki hece sayısının eşitliğine dayanan bu ölçü, halk şiirimizin temel yapı taşı olmuştur. Özellikle Anadolu'da gelişen halk edebiyatında yaygın olarak kullanılan hece ölçüsü, sade ve akıcı yapısıyla şiiri herkesin anlayabileceği bir forma kavuşturmuştur.
Hece ölçüsü genellikle 7'li, 8'li, 11'li ve 14'lü kalıplarla karşımıza çıkar:
Hece ölçüsünde durak, dizelerin okunurken belli yerlerden bölünmesidir. Bu bölünmeler şiire ahenk katar. Örneğin 11'li hece ölçüsü genellikle 6+5 veya 4+4+3 şeklinde duraklara ayrılır.
7'li Hece Ölçüsü Örneği (Mani):
"Elif'in elinde bardak
Sanki yeşil başlı ördek
Yarim bana mektup yazmış
Güzel yazıyı berrak"
11'li Hece Ölçüsü Örneği (Koşma):
"Gönül gel seninle muhabbet edelim
Araya kimseyi almayalım şimdi
Sen benim canımsın ben senin özün
İkimiz bir gülün yaprağıyız şimdi"
Hece ölçüsü, İslamiyet öncesi Türk edebiyatından günümüze kadar uzanan köklü bir geçmişe sahiptir. Milli Edebiyat Dönemi'nde Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul ve Faruk Nafiz Çamlıbel gibi şairler tarafından yeniden canlandırılmış ve modern Türk şiirine uyarlanmıştır.
Hece ölçüsü, Türk şiirinin özünü yansıtan, halkın benimsediği ve nesiller boyu aktardığı bir vezin sistemidir. Günümüzde bile birçok şair, bu geleneksel ölçüyü modern temalarla birleştirerek şiirlerinde kullanmaya devam etmektedir.