Dünyanın en eski dinlerinden biri olan Hinduizm, kökleri binlerce yıl öncesine dayanan zengin ve karmaşık bir inanç sistemidir. Bu makalede, Hinduizm'in temelini oluşturan üç önemli kavramı: reenkarnasyon, karma ve kast sistemini ele alacağız.
Reenkarnasyon veya Sanskritçe adıyla Samsara, ruhun ölümden sonra yeni bir bedende doğarak dünyaya geri dönmesi döngüsüdür. Hindu inancına göre, bir kişinin ruhu (Atman) ölümsüzdür ve bu döngüden kurtulana kadar farklı bedenlerde yaşamaya devam eder. Bu sonsuz döngüden kurtuluşa ise Moksha adı verilir.
Karma, kelime anlamı olarak "eylem" veya "fiil" demektir. Bu yasa, evrensel bir nedensellik prensibidir; yani her eylemin bir sonucu olduğunu ifade eder. İyi niyetle ve dharma'ya (doğru yola) uygun yapılan eylemler olumlu karma, kötü niyetle yapılanlar ise olumsuz karma biriktirir. Bir kişinin karması, bir sonraki yaşamının koşullarını (örneğin, hangi kasta doğacağını, sağlığını ve karşılaşacağı olayları) doğrudan belirler.
Hindu toplumunu sınıflara ayıran geleneksel bir hiyerarşik yapıdır. Başlıca dört ana Varna (sınıf) bulunur:
Bunların dışında, kast sistemine dahil bile sayılmayan ve "dokunulmazlar" olarak adlandırılan Dalitler bulunur. Kast sistemi, geleneksel olarak doğuştan belirlenir ve kişinin bir önceki yaşamındaki karmasına bağlı olduğuna inanılır. Günümüz Hindistan'ında bu sistem resmi olarak kaldırılmış olsa da toplumsal etkileri hala devam etmektedir.
Bu üç kavram birbiriyle derinden bağlantılıdır. Bir kişinin şu anki kastı, önceki yaşamlarındaki karmasının bir sonucu olarak görülür. Mevcut yaşamında dharma'sına uygun hareket ederek iyi karma biriktirmek, bir sonraki reenkarnasyonunda daha yüksek bir kasta doğmasına veya nihayetinde Moksha'ya ulaşarak bu döngüden kurtulmasına olanak tanır.
Hinduizm'in bu temel prensipleri, sadece dini inançları değil, aynı zamanda bireylerin günlük yaşamlarını, ahlaki kodlarını ve toplumsal yapıyı şekillendiren güçlü bir çerçeve oluşturur.