Üç büyük semavi din olan Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam'ın ortak kabul ettiği önemli peygamberlerden biri olan Hz. Davut, hem bir hükümdar hem bir nebi hem de bir ilahi kitap muhatabı olarak tarihte eşsiz bir konuma sahiptir. Bu yazıda, Hz. Davut'un hayatına, misyonuna ve kendisine indirilen Zebur kitabının mahiyetine birlikte göz atacağız.
İsrailoğulları'nın büyük kralı ve peygamberi olan Hz. Davut, Kur'an-ı Kerim'de ve Kutsal Kitap'ta (Tevrat/İncil) geniş bir şekilde anlatılır. İslam inancına göre kendisine Zebur verilmiş, demiri işleme becerisi bahşedilmiş, güçlü ve adaletli bir hükümdar olarak görevlendirilmiştir.
Kutsal Kitap'ta, Beytüllahim'li bir çobanken, İsrail'in ikinci kralı olarak seçilişi, Kudüs'ü başkent yapışı, Mezmurlar'ı (Zebur) bestelemesi ve Mesih'in atası olarak görülmesi gibi detaylı bir hikaye anlatılır.
Zebur, Hz. Davut'a indirilmiş olan ilahi kitaptır. İslam inancında, Kur'an-ı Kerim'de dört büyük kitaptan biri olarak sayılır (diğerleri: Tevrat, İncil, Kur'an).
Hristiyan ve Yahudi geleneğinde, Eski Ahit'in "Mezmurlar" (Psalms) bölümünün büyük kısmı Kral Davut'a atfedilir. İslam alimleri, günümüzdeki Mezmurlar'ın orijinal Zebur'un tahrif edilmiş veya değiştirilmiş bir formu olabileceğini, ancak içinde gerçek vahiylerden izler taşıyabileceğini belirtirler.
Hz. Davut, cesareti, adaleti, sanatçı kişiliği ve derin dindarlığı ile farklı inançların ortak hafızasında yer etmiş bir şahsiyettir. Kendisine indirilen Zebur ise, insanın Allah ile olan samimi diyaloğunu, duanın ve ilahi nağmenin gücünü simgeleyen bir kitap olarak hatırlanır. Onun hikayesi, gücün yanında adaletin, iktidarın yanında tevazunun ve maddi başarının yanında manevi derinliğin önemini vurgulayan evrensel derslerle doludur.
Hz. Davut'un kıssası ve Zebur, bugün bile insanlığa; adalet, sabır, tevekkül ve sanat yoluyla Yaratıcı'ya yönelmenin zaman ötesi örneklerini sunmaya devam etmektedir.