Bu ders notunda, Kur'an-ı Kerim'de adı geçen ve "Güzel Konuşan Peygamber" anlamına gelen Hz. Şuayb'ın (a.s.) hayatını, tevhid mücadelesini ve kavminin başına gelenleri öğreneceğiz.
Hz. Şuayb, İbrahim (a.s.)'ın soyundan gelen bir peygamberdir. Kendisine, ticaretle uğraşan ve ölçü-tartıda hile yapmak gibi büyük ahlaki çöküntüler yaşayan iki topluma peygamber olarak gönderilmiştir. Bu toplumlar:
Hz. Şuayb, kavmini tevhid inancına çağırmış ve onları yaptıkları kötülüklerden vazgeçmeye davet etmiştir. Onun mesajlarının ana hatları şunlardır:
Kavmini, "Şuayb’a ne oluyor da, atalarımızın taptıklarını bırakmamızı ve mallarımızda dilediğimiz gibi tasarruf etmememizi istiyor?" diyerek putperestlikten vazgeçmeye ve sadece Allah’a ibadet etmeye çağırmıştır.
Özellikle ticaret ahlakı üzerinde durmuş, kavmini ölçü ve tartıda hile yapmamaları konusunda uyarmıştır. "Ölçüyü tam yapın, eksiltenlerden olmayın. Doğru terazi ile tartın. İnsanların haklarını kısmayın." mesajını vermiştir.
Yol kesmek, haksız kazanç elde etmek gibi toplumsal düzeni bozan her türlü davranıştan onları men etmiştir.
Medyen ve Eyke halkı, Hz. Şuayb'ın bu uyarılarına olumsuz karşılık vermiştir. Onunla alay etmişler ve şöyle demişlerdir:
Hz. Şuayb'ın tüm uyarılarına rağmen kavmi iman etmeyi reddetti. Bunun üzerine onları büyük bir ceza bekliyordu. Kur'an'da bu ceza şöyle anlatılır:
"Onu yalanladılar. Bunun üzerine o gölgelik gününün azabı onları yakaladı. O, gerçekten büyük bir günün azabı idi." (Şuara Suresi, 189. ayet meali)
Bu ceza, bir bulut gölgesi gibi üzerlerine gelen ve korkunç sıcak bir rüzgar (veya deprem) şeklinde tasvir edilen bir azap olarak gelmiş ve hepsini helak etmiştir.
Hz. Şuayb, kavmine yumuşak ve güzel sözlerle nasihat etmiştir. Bu, İslami tebliğde üslubun ne kadar önemli olduğunu bize öğretir.