İkta sistemi, özellikle İslam devletlerinde ve Osmanlı İmparatorluğu’nda uygulanan, toprak gelirlerinin belirli hizmet karşılığında devlet görevlilerine veya askerlere tahsis edildiği bir düzenlemedir. Bu sistem, hem merkezî otoritenin taşrada güçlenmesini hem de ordunun sürekli hazır halde tutulmasını sağlamıştır.
İkta, Arapça "parçalara ayırmak" anlamına gelen kat' kökünden türemiştir. Sistemin özü, devlete ait toprakların gelirlerinin, askerî veya idarî hizmet karşılığında kişilere bırakılmasıdır. Bu kişiler, kendilerine tahsis edilen bölgeden topladıkları vergilerle geçinir ve karşılığında devlete asker yetiştirir veya yönetim görevlerini yerine getirirlerdi.
İkta sistemi, İslam devletlerinde Abbasiler döneminde görülse de, en sistemli haliyle Büyük Selçuklu Devleti’nde Nizamülmülk tarafından uygulanmıştır. Osmanlılar ise bu sistemi tımar sistemi adıyla geliştirerek, klasik dönem devlet yapısının belkemiği haline getirmiştir.
Avrupa’daki feodal sistemde toprak, soyluların özel mülkü iken; ikta sisteminde toprak devlet mülkiyetinde kalırdı. İkta sahibi, toprağı satamaz, devredemez veya miras bırakamazdı. Görevini kaybettiğinde, ikta da geri alınırdı.
17. yüzyıldan itibaren:
İkta/tımar sistemi, Orta Çağ İslam ve Türk devletlerinin askerî, idarî ve ekonomik yapısını şekillendiren akıllı bir organizasyon modeliydi. Hem merkezî yönetimi güçlendirdi hem de geniş coğrafyalarda etkin bir kontrol sağladı. Sistemin çözülmesi, devletlerin klasik yapılarının dönüşümünde önemli bir dönüm noktası olmuştur.
Günümüzde, ikta sisteminin izlerini, merkez-taşra ilişkileri ve kamu hizmetlerinin finansman modelleri üzerine yapılan tarihsel analizlerde görmek mümkündür.