🎨 İngilizce "Outside" Ne Anlama Gelir?
Outside kelimesi İngilizce'de temel olarak "dışarıda" veya "dış kısım" anlamlarına gelir. Ancak kullanım alanına göre farklı nüanslar kazanabilir.
- 🌍 Mekan Anlamında: Bir binanın, evin veya herhangi bir yapının dışında olan alanı ifade eder. Örneğin: "Let's go outside and play." (Hadi dışarı çıkıp oynayalım.)
- ☀️ Doğada: Kapalı bir alanda olmama, açık havada bulunma durumunu belirtir. Örneğin: "I love spending time outside in nature." (Doğada dışarıda vakit geçirmeyi seviyorum.)
- 📦 Sınırların Ötesinde: Belirli bir sınırın veya alanın ötesini ifade edebilir. Örneğin: "Think outside the box." (Kalıpların dışında düşün.)
🎭 "Outside" ile İlgili İfadeler
İngilizcede outside kelimesiyle sıkça kullanılan bazı ifadeler şunlardır:
- 🚪 Outside of: "Haricinde", "dışında" anlamlarına gelir. Örneğin: "Outside of work, I enjoy reading." (İşin haricinde kitap okumaktan hoşlanırım.)
- 🥶 The outside world: "Dış dünya" anlamına gelir.
- 🏡 On the outside: "Dışarıdan bakıldığında", "görünüşte" anlamlarına gelir.
🍔 İngilizce Yemek Siparişi ("Ordering Food") Nasıl Verilir?
Yurt dışında bir restoranda veya kafede yemek siparişi vermek ilk başta göz korkutucu gelebilir. Ancak temel bazı kalıpları ve kelimeleri öğrenerek bu süreci kolaylaştırabilirsiniz.
- 🗣️ Sipariş Verirken Kullanabileceğiniz İfadeler:
- 🙋 "I would like..." (Ben ... istiyorum)
- 🙋 "Can I have...?" ( ... alabilir miyim?)
- 🙋 "I'll have..." (Ben ... alacağım)
- 📝 Menü Terimleri:
- 🥗 Appetizer: Başlangıç
- 🍲 Main course: Ana yemek
- 🍰 Dessert: Tatlı
- 🥤 Beverage: İçecek
- ❓ Garsonla İletişim:
- 🗣️ "What do you recommend?" (Ne tavsiye edersiniz?)
- 🗣️ "What are the specials?" (Bugünün özel yemekleri nelerdir?)
- 🗣️ "Could I see the menu, please?" (Menüyü görebilir miyim, lütfen?)
✅ Örnek Diyalog
Waiter: Hello, what can I get for you?
You: Hi, I would like a cheeseburger and a Coke, please.
Waiter: Anything else?
You: No, thank you. That will be all.
Waiter: Merhaba, size ne getirebilirim?
Siz: Merhaba, bir cheeseburger ve bir kola alabilir miyim, lütfen.
Waiter: Başka bir şey?
Siz: Hayır, teşekkürler. Hepsi bu kadar.
