Anadolu tarihinin en kritik dönüm noktalarından biri olan Kösedağ Savaşı, 1243 yılında gerçekleşmiş ve bölgenin siyasi haritasını kökten değiştirmiştir. Bu savaş, Anadolu Selçuklu Devleti ile Moğol İlhanlı Devleti arasında yaşanmış ve sonuçları itibarıyla yüzyıllar boyunca etkisini hissettirmiştir. Gelin, bu önemli tarihi olayın detaylarına birlikte göz atalım.
Savaş, 3 Temmuz 1243 tarihinde, günümüz Sivas'ın Suşehri ilçesi yakınlarındaki Kösedağ mevkiinde gerçekleşti. Moğol ordularının batıya doğru genişleme politikasının Anadolu'daki en önemli çarpışmalarından biriydi.
Moğollar, Cengiz Han'ın torunu Batu Han önderliğinde Doğu Avrupa'ya kadar ilerlemişti. Anadolu Selçuklu Devleti ise o dönemde gücünün zirvesindeydi. Savaşın temel nedenleri:
Sayıca üstün olan Selçuklu ordusu, dağlık ve engebeli arazide savaş taktiği geliştiremedi. Moğol ordusu ise hızlı manevra kabiliyeti ve yıpratma taktikleriyle üstünlük sağladı. Savaş kısa sürdü ve Moğolların kesin zaferiyle sonuçlandı. Hatta sultanın savaş alanından erken ayrıldığı ve ordunun dağıldığı rivayet edilir.
Moğol galibiyetinin ardından, 1243'ün sonlarında Anadolu Selçuklu Devleti ile Moğollar arasında bir antlaşma imzalandı. Bu antlaşmaya göre:
Bu savaş, sadece bir meydan muharebesi olmanın ötesinde, uzun vadeli siyasi ve sosyal sonuçlar doğurdu.
Kösedağ Savaşı (1243), Anadolu tarihinde bir "milat" kabul edilir. Güçlü bir devletin bir anda nasıl bir bağımlılık sürecine girdiğini gösteren bu olay, aynı zamanda yeni ve dinamik siyasi yapıların (beylikler) doğuşunun da habercisi olmuştur. Bugün Anadolu'nun siyasi ve kültürel mirasını anlamak için, Kösedağ'ın tozlu yamaçlarında yaşananları iyi bilmek gerekir.
Not: Tarihçiler arasında savaşın kesin yeri ve Sultan II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in tutumu gibi bazı detaylar üzerinde tartışmalar devam etmektedir.