Kütlenin korunumu kanunu, kimyanın en temel ve önemli yasalarından biridir. Bu yasa, kimyasal bir reaksiyona giren maddelerin kütleleri toplamının, reaksiyon sonucunda oluşan ürünlerin kütleleri toplamına her zaman eşit olduğunu ifade eder. Başka bir deyişle, madde yoktan var edilemez veya var olan madde yok edilemez; sadece şekil değiştirir.
Bu kanun, modern kimyanın babası olarak kabul edilen Fransız kimyager Antoine Lavoisier tarafından 18. yüzyılda ortaya konmuştur. 🎯 Lavoisier, yaptığı dikkatli ve hassas deneylerle (özellikle cıva(II) oksidin ısıtılması deneyi), kapalı bir sistemdeki kütlenin hiçbir zaman değişmediğini ispatlamıştır. Bu buluş, simyadan bilimsel kimyaya geçişin temel taşlarından biri olmuştur.
Kanunu basit bir formülle ifade edebiliriz:
\( m_{\text{girenler}} = m_{\text{ürünler}} \)
Burada;
anlamına gelir. Bu, atomların yeniden düzenlendiği ancak ne yok olduğu ne de yeni atomların oluştuğu anlamına gelir. Sadece kimyasal bağlar kopar ve yenileri oluşur.
Örnek 1: Suyun Elektrolizi 💧
Belirli bir kütledeki suyu (\( H_2O \)) elektroliz ettiğimizde, hidrojen (\( H_2 \)) ve oksijen (\( O_2 \)) gazlarına ayrışır. Ölçtüğümüzde, oluşan hidrojen ve oksijen gazlarının toplam kütlesi, başlangıçtaki suyun kütlesine tam olarak eşit çıkacaktır.
Örnek 2: Kömürün Yanması 🔥
Kömür (karbon, C) yandığında oksijen (\( O_2 \)) gazı ile birleşerek karbondioksit (\( CO_2 \)) gazı oluşturur. Açık bir kapta yapılırsa küllerin kütlesi kömürden az görünür çünkü karbondioksit gaz halinde atmosfere karışmıştır. Ancak kapalı bir sistemde tüm maddeleri tarttığımızda, başlangıçtaki karbon ve oksijenin kütleleri toplamı, oluşan karbondioksitin kütlesine eşit olur.
Kütlenin korunumu kanunu, evrenin işleyişine dair temel bir prensiptir. Lavoisier'in bu buluşu, kimya bilimini nicel ve ölçülebilir bir temele oturtmuş ve günümüzdeki pek çok bilimsel ve endüstriyel sürecin anlaşılmasını sağlamıştır.