Yeryüzü, devasa yapboz parçaları gibi birbirine kenetlenmiş levhalardan oluşur. Bu levhaların hareketleri, coğrafyamızı şekillendiren en önemli süreçlerden biridir. Dağların yükselmesinden, depremlerin oluşmasına, volkanik faaliyetlerden, okyanusların derinliklerine kadar her şey levha tektoniği ile yakından ilişkilidir.
Levhaların birbirleriyle etkileşimde bulunduğu bölgeler, yoğun jeolojik aktivitenin yaşandığı yerlerdir. Üç temel levha sınırı bulunur:
Dağlar, genellikle levha tektoniğinin bir sonucu olarak oluşur. İki temel dağ oluşumu türü vardır:
Uzaklaşan levha sınırlarında, magma yeryüzüne çıkarak yeni okyanus tabanı oluşturur. Bu sürece okyanus tabanı yayılması denir. Okyanus tabanı yayılması, okyanusların genişlemesine ve kıtaların birbirinden uzaklaşmasına neden olur.
Levha sınırları, volkanik faaliyetlerin ve depremlerin en sık görüldüğü yerlerdir. Yaklaşan ve uzaklaşan levha sınırlarında magma yeryüzüne çıkarak volkanları oluştururken, yanal levha sınırlarında levhaların birbirine sürtünmesi sonucu depremler meydana gelir.
Levha hareketleri, yeryüzünün coğrafi dağılımını önemli ölçüde etkiler. Kıtaların konumu, okyanusların şekli, dağların ve volkanların dağılımı, levha tektoniği ile yakından ilişkilidir. Örneğin, Pangea olarak bilinen süper kıtanın parçalanması ve günümüzdeki kıtaların oluşumu, levha hareketlerinin bir sonucudur.
Levha hareketleri, günümüzde de devam etmektedir ve gelecekte de yeryüzünün coğrafyasını şekillendirmeye devam edecektir. Kıtaların yavaş yavaş hareket etmesi, okyanusların genişlemesi veya daralması, dağların yükselmesi veya aşınması gibi süreçler, levha tektoniğinin uzun vadeli etkileridir.