Gotik mimarinin simgesi Notre Dame Katedrali, sadece Paris'in değil, dünya edebiyatının da kalbinde yer alır. Katedralin gölgesinde yaşayan, fiziksel görünümü nedeniyle toplumdan dışlanmış ama kalbi saf sevgiyle dolu bir karakter, dünya çapında bir sembole dönüşmüştür. Peki, bu dokunaklı hikâyeyi ve unutulmaz karakteri kim yarattı?
"Notre Dame'ın Kamburu" (Fransızca özgün adı: Notre-Dame de Paris), Fransız edebiyatının dev ismi Victor Hugo'nun 1831 yılında yayımlanan başyapıtıdır. Roman, 1482 yılında Paris'te geçer ve katedral etrafında örülmüş trajik bir aşk, kıskançlık ve kader hikâyesini anlatır.
Hugo, bu romanı yazarken sadece bir hikâye anlatmakla kalmamış, aynı zamanda o dönem bakımsız durumda olan Notre Dame Katedrali'ne dikkat çekmeyi ve Fransızların gotik mimari mirasına sahip çıkmasını amaçlamıştır. Romanın büyük başarısı, katedralin restore edilmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Hikâye, birbirine zıt üç ana karakter etrafında şekillenir:
Victor Hugo'nun bu eseri, sayısız kez uyarlanarak popüler kültürün ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.
"Notre Dame'ın Kamburu", Victor Hugo'nun dehasıyla yarattığı, zamanın ötesine geçen bir eserdir. Sadece Quasimodo'nun hikâyesini değil, insan doğasını, toplumsal önyargıları, aşkı ve kaderi anlatan bu roman, okurları Paris'in gotik sokaklarında unutulmaz bir yolculuğa çıkarır. Cevap net: Notre Dame'ın Kamburu, Fransız edebiyatının devi Victor Hugo'nun ölümsüz eseridir.