Felsefenin en temel ve kadim disiplinlerinden biri olan ontoloji, varlığı varlık olması bakımından inceleyen alandır. Yunanca "ontos" (varlık) ve "logos" (bilim, söz) kelimelerinden türemiştir. Basitçe sormak gerekirse: "Var olmak ne demektir?", "Neler vardır?" ve "Varlığın özü nedir?" gibi sorulara yanıt arar. Metafiziğin bir alt dalı olarak da kabul edilir ve felsefenin temel taşını oluşturur.
Ontoloji, aşağıdaki gibi çetrefilli sorularla uğraşır:
Bu görüşe göre, asıl ve gerçek varlık ideasal (zihinsel, tinsel) olandır. Maddesel dünya, bu ideaların bir yansıması, gölgesi ya da tezahürüdür. En önemli temsilcisi Platon'dur. Ona göre, değişen maddi dünya "görünüşler dünyası" iken, değişmeyen, mükemmel ve ezeli-ebedi olan "İdealar Dünyası" gerçek varlıktır.
Bu görüş, varlığın özünün maddede olduğunu savunur. Her şey maddeden türemiştir ve zihin/ruh gibi kavramlar bile maddi süreçlerin (örneğin beyin aktivitesinin) bir ürünüdür. Antikçağ'da Demokritos (atomcu görüş), modern dönemde ise Karl Marx (diyalektik materyalizm) bu geleneğin önemli temsilcilerindendir.
Ontoloji kavramı, artık yalnızca felsefeyle sınırlı değil. Bilgisayar bilimi ve yapay zeka alanlarında, bilgiyi yapılandırmak için "ontolojiler" geliştirilir. Bir veritabanındaki varlıklar, özellikleri ve birbirleriyle ilişkileri, bu disiplinlerarası ontolojilerle tanımlanır. Bu, bilginin makineler tarafından anlaşılabilir ve işlenebilir olmasını sağlar.
Ontoloji, insanın kendisini ve içinde bulunduğu evreni anlama çabasının en soyut ve derin halidir. "Neyiz?" ve "Etrafımızdaki her şey nedir?" sorularına verilen binlerce yıllık sistematik yanıtların toplamıdır. Sadece geçmişi değil, bilginin geleceğini şekillendirmeye de devam etmektedir.