1. Dünya Savaşı'nın ardından, galip devletler yenilenlerin geleceğini şekillendirmek üzere 1919'da Paris'te toplandı. Amaç, kalıcı bir barış tesis etmekti; fakat Konferans, gelecekteki çatışmaların tohumlarını da ekti.
Bu farklı amaçlar, Konferans süresince çelişkili kararların alınmasına yol açtı.
Osmanlı İmparatorluğu, savaşın kaybedenlerinden biri olarak masadaydı. Ancak, paylaşımı kolay olmadı. İtilaf Devletleri, daha savaş bitmeden kendi aralarında gizli anlaşmalarla toprakları bölüşmüşlerdi bile.
Paris Barış Konferansı'nda alınan kararlarla, 15 Mayıs 1919'da Yunanistan, İzmir'i işgal etti. Bu işgal, Türk Kurtuluş Savaşı'nın fitilini ateşleyen önemli bir olaydı.
Yunanistan, İzmir ve çevresinde çoğunlukta Rum nüfusun yaşadığını iddia ederek, bölge üzerinde hak iddia ediyordu. Başbakan Venizelos, Konferans'ta bu iddialarını güçlü bir şekilde savundu ve İtilaf Devletleri'nin desteğini almayı başardı.
İzmir'in işgali, Türk halkında büyük bir infiale yol açtı. İşgal, sadece bir toprak parçasının kaybı değil, aynı zamanda milli onurun da çiğnenmesi anlamına geliyordu. Bu durum, Mustafa Kemal Paşa önderliğinde başlayan Kurtuluş Savaşı'nın en önemli nedenlerinden biri oldu.
Paris Barış Konferansı'nda alınan kararlar, görünüşte barışı sağlamayı amaçlasa da, adaletsizlikleri ve çelişkileriyle yeni çatışmalara davetiye çıkardı. İzmir'in işgali, bu durumun en acı örneklerinden biri olarak tarihe geçti.