Salgın hastalıklar, insanlık tarihi boyunca toplumları derinden etkilemiş, büyük çaplı sağlık sorunlarına yol açmış ve hatta medeniyetlerin kaderini değiştirmiştir. Günümüzde ise modern tıp ve halk sağlığı önlemlerine rağmen salgınlar hala önemli bir tehdit olarak varlığını sürdürmektedir.
Epidemiyoloji biliminde salgın (epidemi), bir hastalığın belirli bir popülasyonda, belirli bir zaman diliminde beklenenden daha fazla görülmesidir. Bu tanım, hastalığın normal seyrinden sapmasını ifade eder.
Salgınların matematiksel olarak ifade edilmesinde temel bir kavram temel üreme sayısıdır (R₀). Bu değer, hastalığın bulaşıcılık potansiyelini gösterir:
Salgınlarla mücadelede başarı, erken tespit ve hızlı müdahaleye bağlıdır. Temel korunma stratejileri şunlardır:
Tarih boyunca yaşanan büyük salgınlar, toplumların yapısını değiştirmiş, tıp biliminin gelişimine katkıda bulunmuş ve halk sağlığı sistemlerinin oluşumuna yol açmıştır. Veba, kolera, İspanyol gribi ve COVID-19 gibi salgınlar, insanlık tarihinde derin izler bırakmıştır.
Küreselleşme, iklim değişikliği ve antibiyotik direnci gibi faktörler, yeni salgın risklerini beraberinde getirmektedir. Bu nedenle, salgın hazırlık planları, erken uyarı sistemleri ve uluslararası işbirliği giderek daha fazla önem kazanmaktadır.
Salgın hastalıklar, bireysel sağlıktan küresel güvenliğe kadar uzanan geniş bir yelpazede etkili olan karmaşık olgulardır. Bu nedenle, salgınlara karşı mücadele sadece tıbbi bir konu değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur.