Satirik şiir, toplumsal, siyasi veya bireysel kusurları, yanlışları, gülünçlükleri ve aksaklıkları eleştirel bir gözle ele alan ve bunu genellikle ince alay, iğneleme, taşlama ve yergi yoluyla yapan bir şiir türüdür. Temel amacı, sadece güldürmek değil, aynı zamanda düşündürmek, eleştirmek ve bazen de düzeltmeye yönelik bir ayna tutmaktır. Didaktik (öğretici) bir yön taşıyan bu tür, edebiyatın en eski ve en etkili sosyal eleştiri araçlarından biridir.
Satirik şiirin kökleri antik dönemlere dayanır. Eski Yunan'da Aristofanes, komedya oyunlarında; Roma'da Horatius ve Juvenalis ise şiirlerinde dönemin toplumsal yapısını, ahlaki çöküntüyü ve siyasi figürleri sert bir dille eleştirmişlerdir. Türk edebiyatında ise divan şiirinde hicviyeler (yergi şiirleri), halk şiirinde taşlamalar ve modern dönemde toplumcu gerçekçi şiir içinde satirik öğeler sıklıkla görülür.
Satirik şiir, gücünü doğrudan söylenemeyeni söyleyebilme cesaretinden alır. İktidara, geleneklere veya toplumsal normlara meydan okuyarak, okura farklı bir perspektif sunar. Güldürürken düşündürür, rahatsız eder ve bazen de harekete geçirir. Sansür dönemlerinde bile, metafor ve imalar yoluyla edebi bir direniş aracına dönüşebilmiştir.
Bir şiirin satirik olup olmadığını anlamak için şu soruları sorabilirsiniz:
Satirik şiir, edebiyatın en canlı, en sokağa yakın ve en cesur türlerinden biridir. Günümüzde sosyal medya paylaşımlarından, rap müziğe kadar pek çok modern ifade biçiminde de satirik ruhu görmek mümkündür. O, şairin yalnızca duygu değil, aynı zamanda sosyal sorumluluk ve eleştirel akıl taşıyan kalemidir.