Satranç, zeka ve stratejinin yüzyıllardır süren dansı! Kökeni 6. yüzyıl Hindistan'ına dayanan Çaturanga adlı oyundan evrilmiştir. İpek Yolu üzerinden yayılarak Pers İmparatorluğu'na ulaşmış ve Şatranç adını almıştır. Arapların İspanya'yı fethetmesiyle Avrupa'ya taşınmış ve bugünkü modern satranca dönüşmüştür.
Satranç sadece bir oyun değil, aynı zamanda bir kültürdür. Edebiyattan sanata, felsefeden matematiğe kadar birçok alanda ilham kaynağı olmuştur. Soğuk Savaş döneminde dahi politik bir araç olarak kullanılmış, Bobby Fischer gibi isimler ulusal kahraman ilan edilmiştir.
Satranç tahtasında her bir taşın kendine özgü bir rolü ve hareket kabiliyeti vardır. Bu taşların uyumlu bir şekilde kullanılması, oyunun kaderini belirler.
Satranç, sadece taşların rastgele hareket ettirilmesinden ibaret değildir. Derin stratejiler ve keskin taktikler oyunun temelini oluşturur.
Oyunun başlangıcında yapılan hamlelerdir. Amaç, taşları hızlı bir şekilde oyuna sokmak, merkezi kontrol altına almak ve şahı güvende tutmaktır. Popüler açılışlara örnek olarak İtalyan Açılışı, İspanyol Açılışı (Ruy Lopez) ve Sicilya Savunması verilebilir.
Açılış evresinden sonra gelir. Taşların konumlandırılması, saldırı ve savunma planlarının yapılması bu evrede önemlidir. Çatal, Şiş, Açmaz gibi taktikler sıkça kullanılır.
Tahtada az sayıda taş kaldığı evredir. Piyonların terfisi, şahın aktif rol alması ve mat taktikleri ön plana çıkar. Oyun sonu bilgisi, satrançta ustalaşmak için kritik öneme sahiptir.