Sigmund Freud, psikanaliz teorisini inşa ederken, insan psikolojisinin en ilginç ve işlevsel yapılarından biri olan savunma mekanizmalarını tanımlamıştır. Bu mekanizmalar, egonun (benliğin), içsel çatışmalardan, kaygıdan, stresli durumlardan veya kabul edilemez dürtülerden korunmak için geliştirdiği bilinçdışı psikolojik stratejilerdir. Temel işlevi, bireyi psikolojik acıdan korumak ve işlevselliğini sürdürmesine yardımcı olmaktır.
Freud'un yapısal kişilik modeline (id, ego, süperego) göre savunma mekanizmaları, egonun bir ürünüdür. İd'in ilkel dürtüleri, süperegonun katı ahlaki kuralları ve dış dünyanın gerçekleri arasında sıkışan ego, bu çatışmaların yarattığı kaygıyla başa çıkmak için bu mekanizmalara başvurur. Freud'a göre bu mekanizmalar bilinçdışı olarak işler; yani kişi onları kullandığının farkında değildir.
Freud ve kızı Anna Freud tarafından detaylandırılan birçok savunma mekanizması vardır. İşte en temel ve yaygın olanları:
En temel mekanizma kabul edilir. Kabul edilemez düşünce, anı veya dürtülerin bilinçdışına itilmesi ve unutulmasıdır. Travmatik bir çocukluk anısının hatırlanmaması buna örnektir.
Kişinin kendisinde kabul edemediği duygu, düşünce veya arzuları başkasına atfetmesidir. "Ben sinirli değilim, asıl sen sinirlisin!" ifadesi yansıtmaya örnek gösterilebilir.
Stres anında psikolojik olarak daha erken, çocuksu bir gelişim evresine dönmektir. Yetişkin birinin tartışma sırasında bebek gibi ağlayıp kapıları çarpması.
En olgun ve sosyal açıdan kabul edilebilir savunma mekanizmasıdır. İlkel ve kabul edilemez dürtülerin (örn. saldırganlık, cinsellik) toplumca beğenilen bir aktiviteye dönüştürülmesidir. Saldırgan dürtülerini boks yaparak ifade etmek.
Başarısızlık veya hayal kırıklığı yaratan bir durumu, mantıklı ve kabul edilebilir gerekçelerle açıklamaktır. İstenilen terfiyi alamayan birinin "Zaten o pozisyonda çok stres varmış" demesi.
Kişinin, kaygı yaratan bir durumla başa çıkmak için (bilinçdışı olarak) kendisini güçlü gördüğü bir kişi veya gruba yakın hissetmesi ve onların özelliklerini benimsemesidir. Zorbalığa uğrayan bir çocuğun, zorbayla özdeşleşip başkalarına zorbalık yapmaya başlaması.
Asıl hedefe yöneltilemeyen duygu veya dürtünün, daha güvenli veya ulaşılabilir bir hedefe yönlendirilmesidir. Patronuna kızan birinin eve gelip eşine bağırması.
Savunma mekanizmaları, herkes tarafından zaman zaman kullanılan normal psikolojik süreçlerdir ve kısa vadede işlevseldir. Ancak:
Freud'un bu kavramı psikoloji ve psikiyatriye kalıcı bir katkı sağlamıştır. Günümüzde, savunma mekanizmaları daha geniş bir perspektifte ele alınmakta, olgunluk düzeylerine göre sınıflandırılmakta (ilkel, nevrotik, olgun) ve psikoterapide kişinin başa çıkma stratejilerini anlamak için önemli bir araç olarak kullanılmaktadır.
Sonuç olarak, Freud'un savunma mekanizmaları, insan zihninin zorluklarla ve iç çatışmalarla nasıl "başa çıkmaya çalıştığını" gösteren bir harita sunar. Onları anlamak, kendi davranışlarımızı ve başkalarının tepkilerini daha derinlemesine kavramamıza olanak tanır.