Segah makamı, Türk müziğinin en köklü ve etkileyici makamlarından biridir. Kökeni, Orta Asya'daki eski müzik geleneklerine kadar uzanır. Zaman içinde farklı coğrafyalarda ve kültürlerde evrilerek bugünkü halini almıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde saray müziğinde önemli bir yer edinmiş, birçok bestekâr tarafından kullanılmıştır. Halk müziğine geçişi ise, saray müziğinin halkla buluşmasıyla gerçekleşmiştir.
Halk müziğinde Segah makamı, genellikle hüzün, aşk, ayrılık ve özlem gibi derin duyguları ifade etmek için kullanılır. Bu makamın kendine özgü yapısı, dinleyicilerde yoğun bir duygusal etki yaratır. Özellikle uzun havalarda, ağıtlarda ve bazı türkülerde sıklıkla karşımıza çıkar.
Segah makamının kendine has bir seyri (melodik ilerleyişi) vardır. Genellikle inici bir karakter gösterir ve durağı "dügah" perdesidir. Güçlüsü "segah" perdesidir ve bu perde, makama adını verir. Yedeni ise "nim hicaz" perdesidir. Segah makamı, genellikle "segah beşlisi" ve "buselik dörtlüsü" veya "hicaz dörtlüsü" ile genişletilir.
Segah makamında birçok unutulmaz halk türküsü bestelenmiştir. Bu türküler, genellikle aşk, ayrılık, hasret ve hüzün temalarını işler. İşte bazı örnekler:
Segah makamı, günümüzde de halk müziği icralarında ve yeni bestelerde yaşamaya devam etmektedir. Geleneksel formunu korurken, modern yorumlarla da karşımıza çıkmaktadır. Genç müzisyenler, Segahın zenginliğini keşfederek onu geleceğe taşımaktadır.