Felsefe tarihinde, insanın bilgiye ulaşma yetisini kökten sorgulayan bir akım olan Septisizm (Şüphecilik), özellikle Antik Yunan filozofu Pyrrhon ile anılır. Bu düşünce okulu, mutlak ve kesin bilginin mümkün olup olmadığını sorgulayarak, insan zihnini durağan kabullerden kurtarmayı amaçlar. Gelin, bu derin felsefi yaklaşımı Pyrrhon özelinde inceleyelim.
Septisizm, kökeni Yunanca "skeptikos" (inceleyen, araştıran) kelimesinden gelen, her türlü dogmatik inancı ve kesin bilgi iddiasını şüpheyle karşılayan felsefi bir tutumdur. Septikler, duyularımızın ve aklımızın bizi mutlak gerçeğe götüremeyeceğini, dolayısıyla yargıyı askıya almanın (epokhe) en akılcı yol olduğunu savunurlar.
Pyrrhon, Elis'te doğmuş ve şüpheciliğin kurucusu olarak kabul edilen Antik Yunan filozofudur. Doğrudan yazılı eser bırakmamış, fikirleri öğrencisi Timon aracılığıyla günümüze ulaşmıştır. Ona göre, nesnelerin kendisi ne doğru ne yanlış, ne de başka bir şeydir. İnsan, onlar hakkında hiçbir şey söyleyemez.
Pyrrhon’a göre bu sorulara verilebilecek tek makul yanıt, yargıdan kaçınmak ve bunun sonucunda ulaşılacak ruh huzurudur (ataraxia).
Pyrrhoncu şüpheciler, neden yargıyı askıya almamız gerektiğini açıklamak için beş temel argüan (trop) geliştirmişlerdir:
Pyrrhon için şüphe, bir amaç değil, bir araçtır. Sürekli karşıt görüşler arasında gidip gelmek ve kesin yargıda bulunmamak, zihni huzura kavuşturur. "İyi" ya da "kötü" gibi yargılardan uzaklaşan insan, olayların doğal akışına uyum sağlar ve dinginliğe erişir.
Pyrrhon'un izinden giden Geç Dönem Septikleri (Aenesidemus, Sextus Empiricus gibi), bu öğretiyi sistemleştirdi. Özellikle Sextus Empiricus'un Pyrrhonculuğun Ana Hatları eseri, şüpheci argümanların günümüze ulaşmasını sağladı. Septisizm, Rönesans ve Aydınlanma dönemlerinde de dogmatizme karşı güçlü bir silah olarak yeniden canlandı.
Modern bilim felsefesi, medya okuryazarlığı ve eleştirel düşünme eğitimleri, Pyrrhoncu şüpheciliğin "eleştirel sorgulama" mirasını taşır. Kesin doğrular yerine geçici ve test edilebilir bilgi arayışı, bilimsel yöntemin temelinde yatar. Ancak modern septisizm, mutlak bir yargısızlık değil, kanıta dayalı ve önyargılardan arınmış bir düşünme biçimini teşvik eder.
Sonuç olarak, Pyrrhon'un şüpheciliği, bir "hiçbir şey bilemeyiz" karamsarlığı değil, bilgiye ulaşma sürecindeki tevazu ve dikkat çağrısıdır. İnsan zihninin sınırlarını kabul ederek, daha ölçülü, daha hoşgörülü ve daha huzurlu bir varoluşun kapısını aralar.