Frekans, bir ses dalgasının saniyedeki titreşim sayısıdır. Bir ses dalgası ne kadar hızlı titreşirse, frekansı o kadar yüksek olur ve biz o sesi daha tiz olarak algılarız. İnsan kulağı genellikle 20 Hz ile 20.000 Hz arasındaki frekansları duyabilir. Bu aralığın altındaki seslere infrason, üzerindeki seslere ise ultrason denir.
Frekansı anlamak için şu örneği düşünebiliriz: Bir gitar telini çektiğimizde tel titreşir ve havada ses dalgaları oluşturur. Eğer teli daha sıkı gerersek, tel daha hızlı titreşir ve daha yüksek frekanslı bir ses üretiriz. Bu da daha tiz bir ses duymamızı sağlar.
İnsan kulağı, farklı frekanslardaki seslere farklı şekillerde tepki verir. Yüksek frekanslı sesler genellikle daha keskin ve delici olarak algılanırken, düşük frekanslı sesler daha tok ve derin olarak algılanır.
Örneğin:
Müzikte frekans, notaların yüksekliğini belirler. Bir piyanoda, sağ taraftaki tuşlar yüksek frekanslı (tiz) notaları çalarken, sol taraftaki tuşlar düşük frekanslı (pes) notaları çalar.
Frekans, sadece müzikte değil, birçok farklı alanda da kullanılır:
Müzikte frekans, armoninin ve melodinin temelini oluşturur. Farklı frekanslardaki notaların bir araya gelmesiyle müzik eserleri oluşur. Bir müzik aletinin akordu, tellerin veya boruların doğru frekansta titreşmesini sağlayarak uyumlu sesler elde etmeyi amaçlar.
Örneğin, standart bir piyanoda A4 notası genellikle 440 Hz frekansındadır. Diğer notalar, bu referans frekansına göre belirlenir.
Sesin yüksekliği, yani frekans, sesin temel bir özelliğidir ve etrafımızdaki dünyayı algılamamızda önemli bir rol oynar. Frekansı anlamak, müziği, teknolojiyi ve doğayı daha derinlemesine kavramamıza yardımcı olur.