Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde toplanan Son Osmanlı Mebusan Meclisi, Türk tarihinin en kritik dönüm noktalarından birini temsil eder. Mondros Mütarekesi sonrası işgal altındaki İstanbul'da açılan bu meclis, hem Osmanlı'nın son parlamentosu hem de Milli Mücadele'nin meşruiyet kaynağı olmuştur.
I. Dünya Savaşı'nın ardından 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi, Osmanlı Devleti için tam bir teslimiyet belgesiydi. İtilaf Devletleri, mütarekenin 7. maddesine dayanarak ülkenin stratejik noktalarını işgal etmeye başlamıştı. Bu koşullar altında, ülkenin geleceğini belirlemek üzere seçim kararı alındı.
12 Ocak 1920'de İstanbul'da açılan Son Osmanlı Mebusan Meclisi, olağanüstü koşullarda toplandı. Mecliste;
Meclis başkanlığına Reşat Hikmet Bey seçildi. Mustafa Kemal Paşa da Erzurum mebusu olarak seçilmişti ancak İstanbul'a gitmeyi güvenli bulmadığı için katılmadı.
Meclisin en önemli çalışması, 28 Ocak 1920'de kabul edilen Misak-ı Milli (Milli Yemin) beyannamesidir. Bu belge;
Misak-ı Milli'nin kabulü, İtilaf Devletleri'ni rahatsız etti. 16 Mart 1920'de İstanbul resmen işgal edildi ve;
Son Osmanlı Mebusan Meclisi'nin kapanışı, bir dönemin sonunu simgelerken, yeni bir başlangıcın da habercisi oldu:
Son Osmanlı Mebusan Meclisi, Türk milletinin iradesini temsil eden son Osmanlı parlamentosu olarak tarihteki yerini almış, Milli Mücadele'nin meşru zeminini oluşturarak modern Türkiye'nin kuruluşuna zemin hazırlamıştır.