Edebiyat tarihimizdeki dönüm noktalarından biri, klasik olay örgüsü anlayışından sıyrılarak günlük hayatın sıradan anlarını ve insan psikolojisini merkeze alan “durum (kesit) hikayeciliği”nin ortaya çıkışıdır. Bu türün Türk edebiyatındaki ilk ve en önemli temsilcisi ise, kendine has üslubuyla Memduh Şevket Esendal'dır.
Olay hikayesinden (Maupassant tarzı) farklı olarak durum hikayesi:
Bu tarzın dünya edebiyatındaki en bilinen ismi Rus yazar Anton Çehov olduğu için, bu tür “Çehov Tarzı Hikaye” olarak da anılır.
Memduh Şevket Esendal (1883-1952), hem bir edebiyatçı hem de diplomat ve siyasetçi kimliğiyle öne çıkmış çok yönlü bir isimdir. Hikayelerinde toplumun her kesiminden insanı – esnafı, memuru, köylüyü, ev kadınını – büyük bir insanlık sevgisi ve hoşgörüyle anlatmıştır.
Esendal, özellikle hikaye türünde verdiği eserlerle ölümsüzleşmiştir.
Memduh Şevket Esendal, Türk hikayeciliğine getirdiği bu “sessiz devrim” ile kendinden sonra gelen pek çok yazarı, özellikle de Sait Faik Abasıyanık gibi büyük bir durum hikayecisini derinden etkilemiştir. Onun açtığı bu yolda, hikaye; olağanüstü olaylar anlatan bir tür olmaktan çıkıp, sıradan insanın sıradan hayatına dokunan bir sanat formuna dönüşmüştür.
Sonuç olarak, Türk edebiyatında modern hikayenin gelişimini anlamak için, olay örgüsünü değil “insanı ve an’ı” merkeze alan Memduh Şevket Esendal'ın eserlerine bakmak, edebi mirasımızın bu kıymetli hazinesini keşfetmek gereklidir.