Türk kültürü bölgesi, tarih boyunca Türk halklarının yaşadığı, kültürel ve sosyal izler bıraktığı geniş coğrafi alanı ifade eder. Bu bölge, Orta Asya'dan Balkanlar'a, Sibirya'dan Ortadoğu'ya kadar uzanan devasa bir alanı kapsar ve binlerce yıllık bir tarihin izlerini taşır.
Türk kültürü bölgesi, tarihsel süreçte geniş bir coğrafyaya yayılmıştır:
Türk kültürünün kökenleri MÖ 2000'lere kadar uzanır. İlk yazılı belgeler olan Orhun Yazıtları, Türk kültürünün temel değerlerini ortaya koyar.
Türkçe, Ural-Altay dil ailesinin Altay koluna mensuptur ve tarih boyunca Göktürk, Uygur, Arap ve Latin alfabeleriyle yazılmıştır. Türk edebiyatı sözlü geleneğin yanı sıra zengin bir yazılı geleneğe sahiptir.
Türk mutfağı, göçebe yaşam tarzından yerleşik düzene geçişle birlikte zenginleşmiş, bulunduğu coğrafyalardaki kültürlerden etkilenmiş ve onları etkilemiştir.
Türk kültürü, tarih boyunca Çin, Fars, Arap, Bizans, Slav ve diğer birçok kültürle etkileşim içinde olmuştur. Bu etkileşim, Türk kültürünün zenginleşmesine ve çeşitlenmesine katkıda bulunmuştur.
Günümüzde Türk kültürü bölgesi, geleneksel değerlerle modern yaşamın iç içe geçtiği dinamik bir yapıya sahiptir. Türk Konseyi (Turkic Council) gibi oluşumlar, Türk kültür bölgesindeki ülkeler arasında işbirliğini güçlendirmektedir.
Türk kültürü bölgesi, küreselleşme çağında hem kendi içindeki çeşitliliği koruma hem de dünya kültür mirasına katkıda bulunma potansiyeli taşımaktadır. Türk dilli topluluklar arasındaki kültürel bağlar, bu bölgenin gelecekteki gelişiminde önemli rol oynayacaktır.
Türk kültürü bölgesi, binlerce yıllık tarihi, geniş coğrafi yayılımı ve zengin kültürel mirasıyla dünyanın en önemli kültür havzalarından biridir ve bu özelliğiyle insanlık tarihine benzersiz katkılarda bulunmaya devam etmektedir.