Türkiye, coğrafi konumu ve jeolojik yapısı gereği çeşitli doğal afetlerle sıkça karşılaşan bir ülkedir. Bu afetlerin başında, aktif fay hatları üzerinde bulunması nedeniyle deprem gelir. Ülke, Kuzey Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı ve Batı Anadolu Fay Hattı gibi önemli fay sistemleriyle çevrilidir, bu da sık sık yıkıcı depremler yaşanmasına neden olur. Bunun yanı sıra, özellikle yağışlı mevsimlerde heyelan (toprak kayması) ve sel baskınları da sık görülen afetler arasındadır. Eğimli araziler ve yanlış arazi kullanımı heyelan riskini artırırken, ani ve şiddetli yağışlar, dere yataklarına yapılaşma ve altyapı yetersizlikleri sel felaketlerine yol açmaktadır.
Diğer bir önemli ve süreğen doğal afet ise erozyondur. Erozyon (toprak aşınımı), Türkiye'nin karşı karşıya olduğu en ciddi çevre sorunlarından biridir. Ormanların tahribi, hatalı tarım uygulamaları ve meraların aşırı otlatılması gibi insan kaynaklı faaliyetler, toprağın su ve rüzgarla taşınmasını hızlandırmaktadır. Bu durum, tarım arazilerinin verimliliğini kaybetmesine, barajların dolmasına ve biyolojik çeşitliliğin azalmasına neden olur. Tüm bu doğal afetler (deprem, heyelan, sel, erozyon), can ve mal kayıplarının yanı sıra ülke ekonomisi üzerinde de ciddi olumsuz etkiler yaratmakta, bu nedenle risk azaltma ve afet yönetimi çalışmalarının önemi her geçen gün daha da artmaktadır.
Türkiye, coğrafi konumu ve jeolojik yapısı nedeniyle çeşitli doğal afetlerle sık sık karşılaşan bir ülkedir. Bu afetler can ve mal kaybına neden olmakta, ekonomiyi ve yaşamı olumsuz etkilemektedir. En sık görülen doğal afetler arasında deprem, heyelan, erozyon ve sel gelir.
Deprem, yer kabuğundaki fay hatlarının ani hareketi sonucu ortaya çıkan sarsıntılardır. Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya Deprem Kuşağı üzerinde yer alır.
Depremlerden korunmak için sağlam zeminlere dayanıklı binalar yapmak, deprem çantası hazırlamak ve aile afet planı oluşturmak hayati önem taşır.
Heyelan, yağışlar, eğim, yer çekimi ve insan faaliyetleri gibi nedenlerle toprağın veya kayanın aşağıya doğru kaymasıdır. En çok Karadeniz Bölgesi'nde görülür.
Erozyon, toprağın su ve rüzgar gibi dış kuvvetlerle aşınarak taşınmasıdır. Türkiye, erozyonun en şiddetli yaşandığı ülkelerden biridir.
Erozyon, verimli tarım topraklarımızın kaybına neden olarak tarımsal üretimi tehdit eder.
Sel, normalde kuru olan bir bölgenin su altında kalmasıdır. Ani ve şiddetli yağışlar, kar erimeleri veya baraj taşkınları sonucu oluşur.
Bu doğal afetlerin etkilerini azaltmak için doğru arazi planlaması, bilinçli toplum ve etkili afet yönetimi büyük önem taşımaktadır. Unutmayalım, doğal afetler kaçınılmazdır ancak afetlere yol açan koşullar ve vereceğimiz zararlar önlenebilir.